Gazeteci Cinayetleri / Yargılama
Hrant Dink Cinayeti
Dağınık Dink yargısından adalet çıkmaz: Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz hakkında, gazeteciHrant Dink için cinayet planları yapılırken önlem almadığı gerekçesiyle açılan davanın görülmesine Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi (11 Eylül).
Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi, üç yıldır Öz ve Trabzon’da görevli bazı jandarma görevlilerinin hafif hapis cezasına mahkum olduğu Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın Yargıtay’da karara bağlanmasını bekliyor.
Haziran 2011’de Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, görevi ihmalden Albay Öz ile Yüzbaşı Metin Yıldız'ı altışar ay hapse mahkum etmişti. Uzman Jandarma Kıdemli Çavuş Veysel Şahin ve Jandarma Başçavuş Okan Şimşek, jandarma görevlileri Hüseyin Yılmaz ve Hacı Ömer Ünaldı ise dörder ay ceza almışlardı. İki sanık ise beraat etmişti.
Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davayla birleşmeyi talep etti. Ancak özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasıyla Dink dosyası İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne aktarıldı. Bu yerel mahkeme, 18 Nisan’da, İstanbul’daki cinayet dosyasında “Yargıtay’ın bozma ilamına karşı tüm sanıkların görüşüne henüz başvurulamadığı ve bu karara uyma ya da direnme yönünde bir karar oluşmadığı” gerekçesiyle dosyaların birleşmesi yönünde bir karar almadı.
Hapiste Samast ve Hayal kaldı: Cinayetten 21 yıl hapse mahkum edilen Ogün Samast, “terör örgütü üyeliği”nden 17 Ekim’de bir kez daha İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Dink cinayeti ana davasıysa 30 Ekim’de devam edecek.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesiyle ilgili sanıklardan Erhan Tuncel Yargıtay'ın bozma ilamından sonra tutuklanmış ama uzun tutukluluk gerekçesiyle tahliye edilmişti. Samast ve Yasin Hayal hükümlü hale gelirken Ahmet İskender hala aranıyor.
Fethiye Çetin “Ankara dehlizleri”ni sordu: Başbakan Erdoğan, Diyarbakır dönüşünde Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Hrant Dink davası çözülürse bu yapı (Cemaat) deşifre edilir” şeklindeki sözlerinin anımsatan gazetecilere, “Olayı Dink davasına indirgemek küçültmek olur. Hrant Dink davası bence kişiselleştirilmiş davadır. Dink’in yazılarını, onun düşünce dünyasını kabullenmemek gibi bir nedenle yapılmıştır” dedi (31 Temmuz).
Avukat Fethiye Çetin’in Başbakana tepkisi sert oldu: “Başbakana sormak lazım. Kendisi çıkıp bu suikast ile ilgili ‘Sarı Gelin’in Ankara dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğiz’ demişti. Suikasttan hemen sonra Dink ailesini arayarak ‘Ben de hedefim. Bu cinayeti işleyenler beni de öldürmek istiyorlar’ demişti. Şimdi soralım o zaman: Kendisini de öldürmek isteyenler ‘kişisel husumet besleyen’ üç genç miydi? Ankara’nın dehlizleri derken neyi kastetmişti? O dehlizlerde ne vardı?... Dink davası, başından beri kavga eden taraflarca siyasi malzeme olarak kullanıldı. Karşıdaki düşmanı yıpratmak için. Anlaşılıyor ki Erdoğan, şimdilik Dink cinayetini siyasi malzeme olarak kullanmaktan vazgeçti”.
Agos’tan Başbakan’a eleştiri: Agos gazetesi yayın yönetmeni Rober Koptaş, Başbakanın "Dink davası bence kişiselleştirilmiş davadır" açıklamasına ilişkin, "Başbakan, Kasımpaşa’dan Çankaya’ya varmak üzere olan büyük yürüyüşünde, hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmuyor gibi görünüyor ama belli ki, geldiği noktada, Dink cinayeti ve onun ulaşabileceği noktalar, kendisi için büyük bir korku kaynağı" dedi (31 Temmuz).
Koptaş, "Erdoğan Dink’in katledilmesi ile cemaatçi polisleri ilişkilendirmenin, Ordu’nun, hâlâ ne kadar kontrol edebildiğine emin olmadığı MİT’in, Balyoz ve Ergenekon tahliyeleriyle muhalefetlerini yumuşattığı Ulusalcı karanlık çevrelerin bu cinayetle bağlantısını ortaya saçıp dökebileceği endişesi ile risk almıyor" ifadesini kullandı.
Sekiz polise soruşturma izni: HSYK 3. Dairesi, Dink'in 19 Ocak 2007’de öldürülmesiyle ilgili “görevi ihmal”den suçlanan Ramazan Akyürek, Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verdi; dosyalarını Trabzon Başsavcılığı'na gönderdi (25 Temmuz).
“Aydınlatmayacak, örtbas edecek”: Avukat Fethiye Çetin, Fethullah Gülen Cemaati’nin Emniyet içinde ayağına yönelik olduğu iddia edilen operasyonun Dink cinayetinin devlet içindeki sorumlularını örtbas edebileceğini ifade etti (22 Temmuz).
Çetin, "Dink, tıpkı dün olduğu gibi bugün de birbirleriyle kavga eden grupların, hasımlarına karşı yürüttükleri psikolojik harbin konusu, hedefi ve aracı kılınmaya çalışılıyor.Cinayetin, 'düşman'a karşı yürütülen kavganın malzemesi ve aracı olarak kullanılması, tarafların mevziilerini ve grup mensuplarını savunmalarına, dolayısıyla sorumluların bir kısmını saklamalarına, yani cinayeti aydınlatmaya değil aksine örtbas etmeye hizmet ediyor. Sorumluların bir kısmına işaret ederken diğerlerini aklamaya yönelik ifadelere, yayınlara, haberlere ihtiyatla yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum” dedi.
AYM Dink Ailesine hak verdi: Anayasa Mahkemesi, 2007’de öldürülen gazeteci Hrant Dink'in ailesinin yaptığı bireysel başvuruda oybirliğiyle hakların "etkili soruşturma yapılmadığı"na gerekçesiyle ihlal edildiğine hükmetti (17 Temmuz).
Dink davası İskender’i bekliyor: İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararıyla ilgili bir türlü yakalanamayan sanık Ahmet İskender’in görüşünü alamadığı için Hrant Dink cinayeti davasında yol alınamadı. Mahkeme, İskender’in yakalanmasını bekliyor. Yargılama 30 Ekim’e kaldı (17 Temmuz).
MİT net değil: İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, “terör örgütü üyeliği”nden yargılanan Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast’la ilgili davada, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’ndan gönderilen dosya ve CD’lerde “gizli” ve “çok gizli” bilgilerin “devlet sırrı” niteliğinde olup olmadığını konusunda MİT Müsteşarlığı’ndan net bir yanıt bekliyor.
Cinayetten Ogün Samast’ı 22 yıl 10 ay hapse mahkum eden mahkeme, “Dink Ana Davası”na bakan İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nden dosyaların birleştirilmesi konusunda yanıt bekliyor. Dava, 17 Ekim’de sürecek.
Cihan Hayırsevener Cinayeti
Güney Marmara'da Yaşam gazetesi genel yayın yönetmeni Cihan Hayırsevener’in 18 Aralık 2009'da öldürülmesiyle ilgili dava Yargıtay kararını bekliyor.
İstanbul 10. Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Ağustos 2013’te, tutuklu sanık İhsan Kuruoğlu'nu cinayeti azmettirmekten 17 yıla, silahlı suç örgütü kurmak’ ve ihaleye fesat karıştırmaktan da 10 yıl hapse mahkum etmişti.
Tetikçi Serkan Erakkuş müebbet, vur emrini taşıyan avukat Ferda Dündar 7 yıl 6 ay, Kuruoğlu Ailesinden Osman ve İlbey Kuruoğlu ile gazeteci Engin Arıcan '2 yıl 8'er ay hapis cezası almıştı.
Musa Anter Cinayeti
Sanıklar birbirine düştü: Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren Musa Anter cinayeti davasında sanıklar birbirine düştü: Tutuklu sanık Hamit Yıldırım, savunmasında İsveç’te yaşayan sanık kendisine Abdulkadir Aygan’ın kendisine iftira attığını, haksız yere hapis yattığını ileri sürdü (9 Temmuz).
Savunma yapan Albay Savaş Gevrekçi ise Yıldırım'ı ilk defa duruşmada gördüğünü iddia etti. Savunmasını saldırıda ağır yaralanan Orhan Miroğlu'nun kitabından yaptığını söyleyen Gevrekçi, "Ben çatışma yaşadığım zamanlar da bile çatıştığım insanları öldürmemiş birisiyim. Benden büyük birisini nasıl öldürebilirim" dedi. Mahkeme, Gevrekçi'nin tutuklanması talebini reddetti. Dava 10 Ekim’de sürecek.
1990’lı yıllarda ‘’devlet adına’’ birçok cinayete karışan ve ‘’kirli işler’’ yapan “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hala bulunamadı. Anter ailesinin avukatları Selim Okçuoğlu, bu kişinin bir zamanlar kullandığı Hasan Tanrıkulu adlı kişinin araştırılmasıyla bulunabileceğini ifade etti. Okçuoğlu, Mahmut Yıldırım'ın silah ruhsatı aldığına dair Emniyet Müdürlüğünün mahkemeye eksik gönderdiği yazının tamamlanmasını ve diğer kurumlarca başka adlar altında da ruhsat verilip verilmediğinin de araştırılmasını istedi. Mahmut Yıldırım, hakkında yakalama kararı bulunan Abdulkadir Aygan (Aziz Turan) ve Gevrekçi ile tek tutuklu sanık Hamit Yıldırım, "Taammüden cinayet işlemek”ten ağırlaştırılmış ömür boyu, "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”ten de 20 yıla kadar hapisle yargılanıyorlar.
Parlak’ın katilleri cezasız: Silvan Mücadele gazetesinin kurucusu, faili meçhul cinayetleri işleyen “Şehitler Şehri Silvan” kitabının yazarı Yaşar Parlak’ın 18 Ağustos 2004'te öldürülmesiyle ilgili soruşturma hala sürüyor. Dosyada hiç bir gelişme yaşanmadı. 28 Nisan 2005'te Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava 23 Mayıs 2012'de kapatıldı. Oğlu Ferhat Parlak, “Bu süreçte babamın cep telefonundan en son kiminle görüştüğü neden çıkarılmadı?” diye soruyor. Aile, Yargıtay’dan da sonuç alamazsa AİHM’e başvuracağını açıkladı.
Hapis Gazeteciler
Hapis gazeteciler tablosu için tıklayınız.
19 gazeteci ve 16 dağıtımcı Ekim 2014’e cezaevinde girdi. Gazetecilerin 12’si ve dağıtımcıların tamamı Kürt medyasını temsil ediyor ve TMK ile TCK kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste bulunuyor. Geçen yıl aynı dönemde, 66 gazeteci ve 27 dağıtımcı hapisteydi.
Rapor döneminde Azadiya Welat eski genel yayın yönetmeni Tayyip Temel ve gazetenin Diyarbakır muhabiri Murat İlhan ile karikatürist Mehmet Düzenli (Adnan Oktar’a hakaret) ve Akıncı Yol dergisi genel yayın yönetmeni, Baran dergisi yazarı Şükrü Sak (İBDA-C) tahliye oldular. Mücadele Birliği sorumlu müdürü Sami Tunca tahliye edildiyse de başka bir dosyadan hükümlü olduğundan cezaevinden çıkamadı.
Hapisteki 19 gazeteciden 12’si 'Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye' (KCK), 'PKK' ve 'DYG'; 2’si 'Marksist Leninist Komünist Partisi' (MLKP); 1’i 'Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi' (DHKP-C); 1’i 'Direniş Hareketi', 1’i ‘Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist’ (TKEP/L) davalarından hapiste. Biri de üç örgüte birden üye olmaktan (Ergenekon Örgütü Mersin Teşkilatı, Türk İntikam Birliği Teşkilatı ve İç Örgüt) yargılandı. Bir gazeteci de “casusluk” iddiasıyla hapiste. 19 gazeteciden 15’i hükümlü, 4’ünün davası sürüyor.
Azadiya Welat gazetesinden 5 gazeteci hapiste; tamamı hükümlü; Dicle Haber Ajansı'ndan (DİHA) 4 gazeteci hapiste; biri eski çalışan üçü hükümlü, biri yargılanıyor. Özgür Halk dergisinden iki gazeteci hapiste, biri hükümlü biri yargılanıyor…
KCK - PKK - DYG / Hükümlüler: Ali Konar (Azadiya Welat Elazığ temsilcisi - 7 yıl 6 ay), Faysal Tunç (DİHA Şırnak muhabiri - 12 yıl, 6 ay), Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi - 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı-16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri - 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni - 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi - 1 yıl, 7 ay), Sevcan Atak (Özgür Halk dergisi editörü - 7 yıl, 6 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi - 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri - 4 yıl).
KCK - PKK - DYG / Yargılananlar: Cüneyt Hacıoğlu (DİHA Uludere muhabiri), Sebahattin Sumeli (Özgür Halk dergisi editörü).
DHKP-C/Hükümlü: Mustafa Gök (Emek ve Adalet dergisi Ankara temsilcisi - ömür boyu hapis).
MLKP / Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü - ömür boyu hapis) ve Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü - ömür boyu hapis).
Direniş/ Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü).
Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikat Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni ): 65 yıl ceza aldı, dosyası Yargıtay’da. "Cemaat" yargıçlarını şikayet ettikten sonra Ankara Sincan Cezaevi'ne nakledildi. Şikayeti değerlendiriliyor.
TKEP/L / Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü)
Gizli bilgi temin etme/ Yargılanıyor: Gazeteci Hasan Kabakulak (Yurt gazetesi, Hatay’daki Asi gazetesi ve Suriye Devlet Televizyonu Hatay muhabiri)
Dağıtımcılar-çalışanlar
Dağıtımcı ve çalışanların tablosu için tıklayınız.
16 dağıtımcı ve çalışanın tamamı ‘KCK-PKK-DYG’ davalarından cezaevinde bulunuyor. Dağıtımcıların beşi hükümlü, sekizi yargılanıyor, ikisi iddianame bekliyor, üçünün ise hukuki bilgilerine ulaşılamıyor. Rapor döneminde bir dağıtımcı tahliye oldu.
KCK-PKK-DYG / Hükümlüler: Cengiz Doğan (Fırat Dağıtım - Azadiya Welat Nusaybin çalışanı - 3 yıl, 7 ay), Mikail Çağrıcı (Azadiya Welat Adana dağıtımcısı, müebbet), Sibel Mustafaoğlu (Fırat Dağıtım Antep çalışanı - 21 yıl, 6 ay), Veysi Arancak (Fırat Dağıtım İstanbul çalışanı - 9 yıl, 8 ay, 15 gün), Salman Akpınar (Fırat dağıtım çalışanı- İki kez müebbet ve 7 yıl 8 ay).
KCK-PKK-DYG / Yargılananlar: Ali Ertuğrul (Azadiya Welat Şırnak dağıtımcısı), Nazdar Ecevit (Azadiya Welat Şırnak dağıtımcısı), Ramazan Dinç (Özgür Halk Diyarbakır çalışanı), Serdar Ay (Fırat Dağıtım Diyarbakır dağıtımcısı), Ufuk Demir (Fırat Dağıtım Iğdır eski çalışanı), Mevlüt Ayağ (Fırat Dağıtım Batman çalışanı).
KCK-PKK-DYG / İddianamesi açıklanmayanlar: Mahmut Tutal (Azadiya Welat çalışanı), Uygar Arslan (Fırat Dağıtım çalışanı).
KCK-PKK-DYG / Tahliye olanlar: Savaş Aslan (Azadiya Welat Adana dağıtımcısı).
Azadiya Welat çalışanı Gökhan Gümüş, Hasan Pişkin ve Özgür Halk dağıtımcısı Hayri Bal hakkında hukuki bilgilere ulaşılamıyor.
Gözaltılar
Temmuz-Ağustos-Eylül’de sekiz gazeteci gözaltına alındı, üçü gözaltına alınırken darp edildi.
Kobane sonırında gözaltı: Özgür Gelecek gazetesi Ankara muhabiri Ruken Derya Çelik, Kobane sınırında gözaltına alındı ve Mürşitpınar Polis Merkezi’nde tutuldu (23 Eylül).
İki muhabire gözaltı: Öldürülen üç PKK’li için Mersin’in Akdeniz İlçesi’nde kurulan taziye çadırı yakınında ses bombası patlamasıyla ilgili haberi izleyen DİHA muhabirleri Ahmet Kanbal ile Ozan Eye gözaltına alındı. Karakola götürülen muhabirler GBT kontrolü sonrası serbest bırakıldı (19 Ağustos).
Muhabire gözaltı: Kilis'in Deli Orman köyü yakınlarında Suriyeli mültecilerin sınırdan geçişini izlerken “askeri alanda fotoğraf çektiği” iddiasıyla gözaltına alınan DİHA muhabiri Nazım Daştan, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı ancak fotoğraf makinasına el konuldu (14 Ağustos).
Baransu’ya gözaltı: Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, İstanbul Adalet Sarayı önünde gözaltındaki polislerin avukatlarının düzenlediği basın açıklamalarını izlerken gözaltına alındı (9 Ağustos).
Adana'da yerel bir gazeteye verdiği röportajla ilgili MİT ve Müsteşarı Hakan Fidan'ın şikayeti üzerine Adana 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nde ifadesi alınmadığı için yakalama kararı çıkarıldığı belirtildi. Twitter mesajlarından da eski bakan Egemen Bağış’ın şikayeti olduğu Baransu hakkında Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nce yakalama kararı çıkarıldığı belirtildi. Baransu savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Üç haberciye darplı gözaltı: Konya’da trafik polislerinin yurttaşlarla tartışmasını izleyen gazetecilere polis önce, “İşimize karışmayın çekilin kenara siz kimsiniz” şeklinde tepki gösterdi, ardından tartışmanın büyümesini görüntüleyen yerel bir gazetenin sahibi İ.K, yönetim kurulu üyesi A. Ö ve muhabiri F. K’yi darp ederek gözaltına aldı (9 Temmuz).
Saldırı, Tehdit ve Engellemeler
Üç ayda 21 gazeteci, bir yerel gazete matbaası saldırıya uğradı, iki haber sitesi hacklendi, bir haber sitesi bloklandı. iki haber sitesine polis baskını yapıldı. 4 gazeteci sözlü saldırıya uğradı; üç gazeteci ve iki gazete de tehdit edildi. Taraf gazetesi yazarı Murat Belge ve Cumhuriyet ve T24 yazarı Aydın Engin’e suikast yapılacağı ihbarı gönderildi. Habercilerin maruz kaldığı bu ‘’engellemeler.’’ Yapanlar arasında polisler, askerler, milletvekilleri kamu görevlileri, korumalar, izlenen haberlere konu olanlar vardı.
Gezi direnişinin etkisini sürdürdüğü geçen yılın aynı döneminde, 48 gazeteci saldırıya uğramıştı.
İki siteye polis baskını: İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçları Şubesi ekipleri, eski Başbakan Erdoğan’ın soruşturma konusu telefon kayıtlarını yayımlayan karsigazete.com ve grihat.com bürolarına baskın düzenledi. Polis, “soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği” gerekçesiyle yayını durdurup, telefon ve bilgisayarlarına el koyup bilgisayar harddisklerinden kopya aldı. “Hani o ses kayıtları montajdı” başlığıyla 2 Eylül’de verilen haber nedeniyle baskın gören Karşı Gazete sitesi ertesi gün erişime kapatıldı (30 Eylül).
Program müdürüne saldırı: Manisa Medya TV program müdürü Hüsamettin Edebali, 26 Eylül’de AK Parti Manisa milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ile televizyona gelen birkaç kişinin saldırısına uğradığını savundu. Saldırıyı Tanrıverdi’nin yaptırdığını ileri süren Edebali, Barbaros Polis Karakolu'nda şikayetçi oldu (30 Eylül).
Engin ve Belge için suikast hazırlığı ihbarı: T24 sitesinin Taksim’deki bürosunun bulunduğu binanın kapısına bırakılan bir notta, Cumhuriyet gazetesi ve T24 sitesi yazarı Aydın Engin ile Taraf yazarı Prof. Murat Belge için suikast hazırlığı ihbarı yapıldı. Notta, “Aydın Engin ve Murat Belge için karar alınmıştır ve şahıslar vazifelendirilmiştir. Şahıslara temiz alet verilecektir” yazılıydı. Şikayet eden gazetecilere koruma verildi (29 Eylül).
Polisten tehdit: İzmir'de Kobane’ye destek için toplanan HDP, DBP, SDP, ESP üyelerinin Konak Meydanı'ndaki yürüyüşüne sert şekilde müdahale eden polis, haber izleyen DİHA muhabirlerini durdurdu; de olaylar çıkması ile birlikte bir anda durdurarak, “Tarafınızı seçin. Biz sizin kim olduğunuzu biliyoruz, gidin onların arasına" diye tehdit etti (28 Eylül).
Hastanede haberciye saldırı: İlke Haber Ajansı muhabiri Mehmet Salih Keskin, eşi Nusaybin’deki özel bir hastanede tedavi gören bir kişinin görevlilerle tartışmasını görüntülediği gerekçesiyle saldırıya uğradı. Kamerası hasar gören gazeteci, Mardin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı (26 Eylül).
ABD’de bir saldırı, bir saldırı girişimi: Bugün gazetesi Washington temsilcisi Adem Yavuz Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeğeni Ali Erdoğan’ın kendisine küfrettiğini, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank’ın talimatıyla otelden atıldığı, Şenol Kazancı ve Aydın Ünal’ın küfür ve tehditlerine maruz kaldığını, sivil iki kişinin de gelip kendisine tekme attığını duyurdu (25 Eylül).
Ayrıca, otelde bulunan Zaman gazetesi Washington temsilcisi Ali Halit Aslan da ABD polisinin Erdoğan'ın korumalarınca tartaklanmaktan kendisini kurtardığını açıkladı. Halit Aslan, gerginlik çıkmasın diye otelden ayrıldığını ifade etti.
Haberciye küfür, tehdit, saldırı ve gözaltı girişimi: IŞİD’in Kürt kenti Kobanê’ye saldırılarını izleyen haberciler, Urfa Suruç’la sınır arasındaki bölgede polisin tazyikli su ve gaz bombalarıyla karşılaştı (22 Eylül).
Polis, “DIHA kaçma, yanına gelince gösteririz sana” şeklinde anons yaptı, Gün TV muhabirine küfür etti, habercileri tehdit etti, gaz fişeğiyle Hürriyet muhabirini yaraladı. IMC TV aracı gaz kapsülleriyle, TV10 yayın aracı da sıkılan tazyikli sudan zarar gördü. Gazeteciler Turabi Kişin’in gözaltına alınmasına engel oldu.
New York Times muhabirine tehdit: New York Times gazetesi muhabiri Ceylan Yeğinsu 17 Eylül tarihli “Türkiye'den IŞİD'e Sabit Bir Şekilde Militan Akıyor” haberinin yayımından sonra tehditler aldı. Gazetenin yayın yönetmeni Dean Baquet, “Düzeltme yayımlamamıza rağmen bazı Türkiyeli yetkililer ve medya organları, koordineli bir kampanya başlatarak haberi kaleme alan muhabiri yıldırmaya çalıştılar” dedi (18 Eylül).
Diyarbakır’da iki haberciye saldırı: Diyarbakır’da Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi, Kürdi-Der ve Eğitim Destek Evleri’nin açtığı ve Valilik kararıyla iki kez mühürlenen Kürtçe ders verilecek Ferzad Kemanger İlkokulu’nun önünde nöbet tutan gruptan bir kişi, Anadolu Ajansı muhabiri Hüseyin Bağış’ı bacağından bıçakladı, muhabir Aziz Aslan da darp edildi. Gazeteciler, Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde tedavi edildi (17 Eylül).
Aysever’e twitter’dan hakaret: Gazeteci Enver Aysever, eğitim öğretim yılının açıldığı gün AK Parti iktidarının eğitim politikalarını eleştiren bir Twitter mesajı attı. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu üyesi Bülent Turan bu twitin fotoğrafını paylaşıp “Tam bir gerizekalısın!!!” diyeyazdı (16 Eylül).
Adana’da haberciye saldırı: Adana'da Egemen gazetesi imtiyaz sahibi Hakan Denizli evinin önünde otomobiline bindiği sırada iki kişinin saldırısına uğradı; kol ve bacaklarından yaralandı (15 Eylül). Gözaltına alınan üç şüpheli tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.
CİHAN ekibine saldırı: İstanbul Şişli’de bir çocuğa cinsel tacizde bulunulduğunu öğrenen mahalle sakinleri, kararkol önünde eylem yaparken, sivil polis sandıkları CİHAN Ajansı kameramanı A.U ve şoförü Ş.Ş’yi darp etti, araçlarına zarar verdi. Ekip, Okmeydanı Hastanesi’nde tedavi gördükten sonra şikayetçi oldu (14 Eylül).
Gökçek tehdit etti, saldırdı: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter üzerinden Hürriyet gazetesi Ankara Eki yazı işleri müdürü Eray Görgülü'ye attığı 36 mesaj ve eşinin hamilelik dönemine ait olduğu iddia edilen fotoğraflarını yayımlayarak gazeteciye saldırdı ve tehdit etti (8 Eylül).
İki haberciye saldırı: Bolu merkezli Abant TV’nin sahibi Mehmet Altun ve yanındaki kameraman, Yeniçağa Gölü’nde kaçak torf çıkarıldığı iddiasını araştırmak için bir firmanın çalışma alanını görüntülerken, önlerini kesen çok sayıda araçtan çıkan kişilerin saldırısına uğradı. Gazetecilerin araçlarının camı kırıldı, kameralarına el konuldu (4 Eylül).
Kameralara el konuldu, matbaa yakıldı: PKK’li bir grup, Varto-Karlıova karayolunu trafiğe kapatmasını izleyen Anadolu Ajansı ve İhlas Haber Ajansı muhabirlerine ait cihazlara el koydu; Varto Haber gazetesi matbaasını ateşe verdi (23 Ağustos).
Bal Star’ı yırttı: Eski AKP Milletvekili İdris Bal, Erdoğan'a suikast yapılacağını kendisinin bildiğini öne süren Star gazetesini, düzenlediği basın toplantısında yırttı (20 Ağustos).
Haberciye darp: Muğla Ortaca’da çıkan Haber48 gazetesinin imtiyaz sahibi Metin Gire, Dalaman’daki evine giderken aracının içinde saldırıya uğradı. Polis, gazetecinin de şikayetçi olduğu üç şüpheliyi gözaltına aldı. Gire’ye Dalaman Devlet Hastanesi’nde darp edildiğine ilişkin doktor raporu verildi (16 Ağustos).
Gazeteci sınırda vuruldu: Hakkari Şemdinli’ye bağlı Yeşilova Köyü’nün Irak sınırında IŞİD militanlarının sınırı geçme girişiminde bulunduğu ihbarı üzerine bölgeye giden İhlas Haber Ajansı muhabiri Ayhan Dinç askerlerce silahla vuruldu. Sol kolundan kırık oluşan haberci Şemdinli Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı (11 Ağustos).
Ajans sitesi hacklendi: Cihan Haber Ajansı’na ait site, Cumhurbaşkanlık Seçim günü’nde hacklendi (10 Ağustos).
Amberin Zaman’a sözlü saldırı: Başbakan Erdoğan, CNN Türk’te sorgulama yönünden toplumu eleştirdiği için The Economist dergisi muhabiri ve Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman’a “haddini bil edepsiz kadın” diyerek saldırdı (7 Ağustos).
@fuatavni hesabı bloke: Twitter’da @fuatavni hesabı, Cemaatçi polislere 22 Temmuz’da operasyon yapılacağını, 32’sinin gözaltına alınacağını iddia etmesinin ardından Türkiye’de engellendi (5 Ağustos).
Agos ve Akın’a tehdit: Türkçü Turancılar Derneği’ne ait Ötüken Dergisi, Agos gazetesini ve gazeteye verdiği röportajda ‘The Cut’ filminde 1915 kıyımından kurtulan iki kızını arayan bir babayı ekrana getirmesini anlatan yönetmen Fatih Akın’ı twitter üzerinden ölümle tehdit etti (4 Ağustos).
Mesajda "O film Türkiye’de tek bir sinemada yayınlanmayacak. Beyaz berelerimiz ve Azerbeycan bayraklı planörümüzle gelişmeleri takip ediyoruz. Hodri meydan!” dendi. Dokuz Tuğ isimli dergi de bu tehditle ilgili açıktan destek mesajı yayımladı.
Milliyet muhabirine saldırı: Milliyet gazetesi foto-muhabiri Fatmanur Fırat, bir kişinin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu aleyhine konuşmasını görüntülerken saldırıya uğradı. Fırat, “Yan tarafta kavga etmeye başladılar. Onları çekerken bir kaç kişi kavgayı bırakıp bana saldırmaya başladı. Bir başka foto muhabiri arkadaşım bunu görünce beni çekerek oradan çıkardı” dedi (31 Temmuz).
İki haberciye saldırı: Hatay'da elyaf yüklü bir TIR’ın yanmasını izleyen Anadolu Ajansı muhabiri Burak Milli ve Sabah gazetesi muhabiri Veysel Cıncık’ı, araç sahibi olduğu iddia edilen bir kişi ve yanındaki iki kişi darp etti (31 Temmuz).
Haberciyi ezme ve kaçırma girişimi: Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde gazetecilik yapan Abit Dündar’ın, Ramazan Bayramı arefesinde alışveriş yaparken önce araçla ezilmek istendiği, ardından da kaçırılmak istendiği iddia edildi (30 Temmuz).
Sabah muhabirine saldırı: Şarkıcı Nez'in fotoğrafını çeken Sabah gazetesi muhabiri Gökhan Gökduman Cihangir'de saldırıya uğradı; fotoğraf makinesine el konuldu (23 Temmuz).
Muhabire saldırı: Urfa, Birecik’teki Ziyaret köyünde bulunan direniş çadırına asker ve çevik kuvvetlerinin müdahalesi sırasında başından yaralanan JINHA muhabiri Şehriban Aslan yoğun bakımdan çıkarıldı (21 Temmuz).
Yeni Asır muhabirine tehdit: Ege Bölgesi'nde yayın yapan Yeni Asır gazetesi muhabiri Tolga Tekin, Karşıyaka Cumhuriyet mahallesi vatandaşlarının yaptığı eylemi haber yapmasından sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi basın müşaviri Reşat Yörük tarafından tehdit edildi (9 Temmuz).
Üç haberciye darp ve gözaltı: Konya’da trafik polislerinin yurttaşlarla tartışmasını izleyen gazetecilere polis önce, “İşimize karışmayın çekilin kenara siz kimsiniz” şeklinde tepki gösterdi, ardından tartışmanın büyümesini görüntüleyen yerel bir gazetenin sahibi İ.K, yönetim kurulu üyesi A. Ö ve muhabiri F. K’yi darp ederek gözaltına aldı (9 Temmuz).
Agos sitesi hacklendi: Haftalık Agos gazetesinin internet sitesi hacklendi. Sitede yer alan ilk iki haber yerine Başbakan Erdoğan’ı öven ve 19 Ocak 2007’de öldürülen Hrant Dink’i kötüleyen mesajlar bırakıldı (8 Temmuz).
Soruşturmalar, Açılan / Süren Davalar, Kararlar
Temmuz-Eylül döneminde beş gazeteci TMK uyarınca 157 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı. Bu dönemde, beş gazetecinin de TCK uyarınca 44 yıl hapsi istendi.
Tunca Dink anmasından sanık: Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist (TKEP/L) örgütüne üyelikten hükümlü olan Mücadele Birliği gazetesi yazı işleri müdürü Sami Tunca, Hrant Dink anması ve çeşitli eylemlere katıldığı gerekçesiyle 2 Ekim’de İstanbul Anadolu 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Tunca, 20 Ocak 2013’te düzenlenen eylemde “BDP, AKA-DER, EMEP, ÖDAH, PARTIZAN, DHF-Soykırımdan Hrant Dink’e, katil devlet hesap verecek” yazılı bir pankart bulundurmakla suçlanıyor.
AYM, TİB yetkisini esastan görüşecek: AYM, Torba Kanunu’nda TİB’e, mahkeme kararı olmadan internet erişimini engelleme yetkisi veren maddenin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle CHP’nin yaptığı başvuruyu 2 Ekim’de esastan görüşmeye karar verdi (26 Eylül).
Altıparmak ve Akdeniz de başvurdu: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, 11 Eylül’de getirilen “TİB trafik bilgilerini işletmecilerden temin eder, hakim kararıyla ilgili mercilere verir” düzenlemesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptılar (26 Eylül).
DİHA’ya DHKP/C davası: Malatya Cumhuriyet Savcılığı, 6 Mayıs 2013'te İnönü Üniversitesi'ndeki olaylarla ilgili aralarında DİHA muhabiri Nuri Akman'ın da olduğu 19 öğrenci hakkındaDHKP/C örgütüyle bağlantılı olmak ve örgüt propagandası yapmaktan dava açtı. Dava 18 Aralık'ta Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayacak.
Demokratik Ulus yazı işleri 13 dava: Demokratik Ulus gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Arafat Dayan, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) “Bölücülük propagandası” ile ilgili 7/2 maddesine muhalefetten yeni açılan 13 dava kapsamında 20 Kasım’da hakim karşısına çıkacak. Yargılamalar İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak. Dayan hakkında aynı gerekçeyle açılan bir dava da Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Ekim’de ele alınacak (22 Eylül).
Özgür Gündem yazı işleri müdürüne 5 dava: Özgür Gündem gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Reyhan Çapan da, 21 Şubat-29 Mart 2014 döneminde çıkan haberler için TMK’nın 6/2 veya 7/2 maddelerinden yeni açılan beş ceza davası kapsamında 4 Aralık’ta İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkacak. Çapan’ın 2012’de açılan ve İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davasına da 13 Ekim’de bakılacak. Tekzip yayımlamadığı gerekçesiyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava da 30 Ekim’de işlem görecek.
Mumcu, Kazan ve Öymen dinlendi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Oda TV soruşturması kapsamında alınan iki dinleme kararıyla 2 Kasım 2011’de TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, avukat Turgut Kazan ve gazeteci-yazar Altan Öymen’in İstanbul Beyoğlu’nda birlikte gittikleri restoranda fizik takip ve dinlemeye alındığı ortaya açıktı. Avukat Kazan, dosyadan aldığı belgeyle ilgili “Meclis Başkanvekili bile fiziki takipte, skandalın boyutunu ifade edecek kelime bulamıyorum. Burası Türkiye” dedi (19 Eylül).
Uluslararası medya iddianamede: Bursa'da Gezi eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle 21 kişiye “THKP-C örgütü üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın iddianamesinde, CNN, BBC, The Economist, El Cezire, Reuters gibi uluslararası haber kuruluşları “Olayları abartarak/çarpıtarak dünyaya servis etmek, Türkiye’de halk ayaklanması çıktığına dair yanlış ve taraflı haber vermek” ile suçlanıyorlar. CNN televizyonu, “Cumhuriyet tarihinde yapmadığı kadar çok yayın yapmakla” eleştirildi (18 Eylül).
Önerge haberleştirene “iftira” davası: Bilal Erdoğan'ın yönetimindeki TÜRGEV, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Sevda Tepesi’nin imara açılmasıyla ilgili verdiği soru önergesini soL gazetesi için 15 Nisan’da haberleştiren İleri Haber sitesi muhabiri Rıfat Doğan'a dava açtı (17 Eylül).
Doğan, Sevda Tepesi arazisinin imara açılması karşılığında TÜRGEV vakfına bağışta bulunulduğundan söz ettiği için 13 Ocak 2015’te “iftira” iddiasıyla (TCK 267) yargılanacak.
Adliye kavgasından muhabire dava: Gezi direnişi sırasında Mehmet Ayvalıtaş’ın öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşmasında salona alınmama yüzünden çıkan kavga nedeniyle Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri İsminaz Ergün dahil 16 kişi hakkında dava açıldı. Dava 19 Şubat 2015’te İstanbul Anadolu 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak (14 Eylül).
Gazeteciye “sınırı ihlal” davası: Rojava sınırında haber izleyen DİHA muhabiri Nazım Daştan hakkında 2565 Sayılı Yasak ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’na muhalefetten dava açıldı. Gazeteci, 11 Kasım’da Kilis 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne çıkacak (12 Eylül).
“Elvan Ölümsüzdür” sloganına beraat: 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Beyoğlu’nda toplanan ve “Berkin Elvan Ölümsüzdür” sloganı attıkları gerekçesiyle hapsi istenen 10 sanık delil yetersizliğinden beraat etti (12 Eylül).
Encü’ye “kin” soruşturması: Uludere Savcılığı, Roboski Derneği kurucusu Ferhat Encü hakkında, askerle köylüler arasındaki bir gerginliği ele alan bir twitter mesajında “kin ve düşmanlığa tahrik” ettiği iddiasıyla soruşturma açtı (11 Eylül).
301 soruşturmaları artışta: Adalet Bakanlığı, “Türk milletini, devletini Meclisi, hükümeti ve yargı, Emniyet ve askeri teşkilatını alenen aşağılamak” ile ilgili TCK’nın 301. maddesinden soruşturma açmak için savcılıklardan 2013 yılında 271 başvuru geldiğini, bu sayının 2014’ün sekiz ayında 373 olduğunu bildirdi (11 Eylül).
Fotoğrafçı Cacciatori hala sanık: İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi, Gezi eylemlerinde gözaltına alınan İtalyan fotoğrafçı Mattia Cacciatori dahil 20 sanığı yargılaya devam etti. Çağrılara rağmen duruşmaya gelmeyen sanık Mehmet Yalçın için yakalama kararı çıkarıldı. Mahkeme eksiklikleri giderecek. Sanıkların, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve “polise direnmek”ten 7 yıla kadar hapisleri isteniyor (10 Eylül).
Coşkun AYM’ye başvurdu: Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun’un avukatları, “Boyalı Merdivenler” yazısı nedeniyle AKP milletvekillerinin şikâyetiyle müvekkillerine verilen 1 yıl 1 aylık hapis cezasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdılar. Coşkun, “Adalet orada da yoksa, AİHM’e vardır... İnfazı ertelenmiş kararlar, yazarın başında sallanan kılıç gibidir…
Her yazı yazışında sallanır… Hissettikçe sinersin… Değmesin…” diye yazdı (10 Eylül).
Demirer için ceza istendi: Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci-yazar Temel Demirer’i 70 kişilik grupla Hatay Samandağ’da DEP Samandağ İlçe başkanı Mehmet Latifeci ve THKP/C lideri Mahir Çayan’ı andığı için “terör örgütü propagandası yapmak”tan yargılıyor. Duruşma savcısı Demirer’in TMK’nın 7/2 maddesinden mahkumiyetini istedi (1 Eylül).
Cumhuriyet’e para cezası: Cumhuriyet gazetesinin yayın sorumluları İbrahim Yıldız ve Aykut Küçükkaya, polis şiddetine uğrayan çocuklarla ilgili yapılan haberlerden toplam 200 bin TL adli para cezasına mahkum edildi (18 Ağustos).
Yıldız ve Küçükkaya, polis şiddeti veya kurşunuyla ağır yaralanmış veya yaşamını yitirmiş çocuklarla ilgili (Berkin Elvan, Dilan Alp, O.U.T., M.A.T, A.A ve S.E) 25 Nisan 2013 tarihinden beri yayımladıkları 14 haberde, Basın Kanunu’nun 21/c maddesini ihlal ettikleri iddiasıyla mahkum oldular. Avukatları, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14 dosyada verdiği kararları Yargıtay’a taşıdılar.
Özkan için yeniden hapis mi? Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Ergenekon davası kapsamında 2008'de tutuklanan ve Mart 2014'de tahliye edilen gazeteci Tuncay Özkan için “Yargıtay kararını tutuklu beklesin” şeklinde görüş beyan etti. Müebbet hapse mahkum edilen gazeteci, Twitter’dan hakkında yeniden tutuklama talebinde bulunulacağını ileri sürdü. Avukatı Hüseyin Ersöz “böyle bir karar hukuksuzluğun devamı olur” dedi (15 Ağustos).
Çelik’in hapsi onandı: Yargıtay, Batman’da 2009’da yapılan KCK operasyonuyla gözaltına alınan Diyarbakır merkezli Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) Başkanı Hayrettin Çelik hakkında “PKK örgütü üyeliği”nden verilen dokuz yıllık hapis cezasını onadı. Çelik Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bu ceza nedeniyle bulunduğu Belçika'dan Türkiye'ye dönemiyor (12 Ağustos).
Dört habercinin 10 yıl hapsi istendi: Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni İbrahim Yıldız ile sorumlu müdürü Aykut Küçükkaya hakkında, Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye’ye yönelik planların tartışıldığı toplantının ses kayıtlarını “Süleyman Şah Bombası” başlığıyla duyurduğu için dava açıldı (9 Ağustos).
İki gazeteci, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıkladıkları” iddiasıyla 17 Aralık’ta İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaklar. Aydınlık gazetesi genel yayın yönetmeni Mustafa İlker Yücel ile sorumlu yazı işleri müdürü Murat Şimşek aynı suçlamayla aynı mahkemede hakim karşısına çıkacaklar.
Ergenekon kararı mahkemesine iade: Ergenekon Davası’nda gazeteci Tuncay Özkan ve bazı gazetecilerin avukatı Hüseyin Ersöz gerekçeli kararın usule uygun tebliğ edilmediği için mahkemesine iade edilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığı’na başvurdu (8 Ağustos).
Yeni Akit’in beraatı bozuldu: Yargıtay 12. Ceza Dairesi, CHP'li Önder Sav'ın açık unuttuğunu belirttiği telefondan, dönemin Merkez Valisi, CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ ile yaptığı görüşmeyi dinleyerek haberleştiren gazeteci Aslan Değirmenci ile Yeni Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven'e verilen beraat kararını bozdu(8 Ağustos).
Kararda, iki veya daha fazla kişinin başkalarının bilmeyeceği inancıyla hareket ederek yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel çabayla duyulabilecek, aleni olmayan konuşmalarının, ilgilinin rızası olmadan dinlenmesi ve kayda alınmasının TCK’nun 133/1 maddesinde suç olduğu belirtildi.
Başçalan ve Haramzadeler’e takipsizlik: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili ses kayıtlarının yayımlandığı Başçalan ve Haramzadeler isimli Twitter hesaplarına ilişkin soruşturmada, “IP adresleri belirlenemeyeceği” gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi (6 Ağustos).
Dinlemeye farklı kararlar: İstanbul 5. İdare Mahkemesi, telefonlarının usulsüz şekilde dinlendiği için dava açan Taraf gazetesi yazarı Mehmet Altan’ın başvurusunda MİT’i suçsuz buldu. Oysa İstanbul 9. İdare Mahkemesi, Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Baransu ve Markar Esayan’ın açtığı davada 1 Nisan’da MİT’i ’özel yaşamın gizliliğine müdahale’ suçundan 60 bin TL tazminata mahkum etti (4 Ağustos).
Gazeteciler dinlenmiş: İçişleriBakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı, 2008-2013 döneminde İstanbul İstihbarat Müdürlüğü’nde “önleyici istihbari faaliyet” olarak, Milliyet yayın yönetmeni Fikret Bila, Habertürk eski yayın yönetmeni ve yazar Fatih Altaylı, Oray Eğin, Yeniçağ yazarı Behiç Kılıç ile Halk TV müdürü Şaban Sevinç “Ergenekon”, televizyoncu Müge Anlı “organize suç” kapsamında dinlendiğini bildirdi. Bila ve Altaylı, “provokatif saldırılara teşvik”ten dinlemeye alınmış (26 Temmuz).
Yarkadaş’a TMK soruşturması: Gerçek Gündem haber sitesi yayın yönetmeni Barış Yarkadaş hakkında, 25 Mart’ta çıkan "El Kaide çatışmasının ardından inceleme'' haberinden soruşturma açıldı. Gazeteci, Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet etmek şüphesiyle Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ''şüpheli'' olarak ifadeye çağrıldı (21 Temmuz).
Boğatekin AYM’ye gitti: Gazeteci Hacı Boğatekin "Oğul Memo Sen Nesin" yazısında ‘’AKP milletvekili Mehmet Metiner'in kişilik haklarına saldırıda bulunmak’’tan verilen 3 bin TL'lik tazminat cezasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı (20 Temmuz).
TRT’nin yanlı yayını mahkemelik: Cumhurbaşkanı adaylarından Selahattin Demirtaş TRT Haber, TRT Türk, TRT Avaz, TRT 6 ve TRT 1 kanalları, haber müdürleri ve RTÜK hakkında kanun ve YSK ilkelerine aykırı şekilde yanlı yayın yaptığı gerekçesiyle şikayetçi oldu. Ayrıca 100 TL'lik manevi tazminat davası açtı (15 Temmuz).
KCK Basın davası Kasım’da: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi KCK Basın Davasında 46 medya temsilcisini yargıladığı davada sanık avukatlarının, “Özel yetkili mahkemeler kaldırıldıysa dava da kaldırılsın” taleplerini destekleyecek bilgi ve belgelerini iki ay içinde sunmalarını istedi. Tutuksuz yargılanan 37 gazetecinin “yurt dışı yasağı” kaldırıldı. Çağdaş Ulus da duruşmalardan vareste tutuldu. Yargılama 5 Kasım’da sürecek (10 Temmuz).
Taraf’tan hakimin çekilmesi talebi: Taraf gazetesi, son aylarda hükümeti eleştiren her haber için otomatik tekzip mekanizması işlettiği gerekçesiyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi Onur Özsaraç’tan davalarından çekilmezse hakkında reddi hâkim talebinde bulunacaklarını duyurdu (8 Temmuz).
Öcalan’ın ifade özgürlüğü ihlal edildi: Anayasa Mahkemesi, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yazdığı “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)" başlıklı kitap taslağıyla ilgili yasaklama kararının, yayınlanmak üzereyken kitaba el konulması, toplatılması ve yakılmasını oyçokluğuyla düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi (6 Temmuz).
Yayın yasağı kalkmadı: Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, IŞİD’in Musul Başkonsolosluğu’nda 49 kişiyi rehin almasıyla ilgili yayın yasağın kalması için girişimde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun başvurusunu reddetti (1 Temmuz).
Tekzipler
Son üç ayda Cumhuriyet, Taraf ve BirGün gazeteleri, gündeme getirdikleri yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak iktidar çevrelerini girişimleriyle tekzip yayımlamak zorunda kaldılar.
BirGün’e yine tekzip: Yaptığı muhalif haberlerle ilgili ardı ardına düzeltme metni yayınlamak zorunda kalan BirGün gazetesi, “Başbakan rüşvet beğenmedi” ve “Hırsızlık kriptosu” haberleriyle ilgili de iki tekzip yayınladı (19 Eylül).
Taraf’a Erdoğan tekzibi: Hükümete yönelik yolsuzluk ve mali konularda dile getirdiği iddialar nedeniyle tekzip yayımlamak zorunda kalan Taraf, 30 Ağustos 2014 tarihli sayısında da, Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın avukatının 28 Şubat 2014 tarihli “İnternetin son gözdesi ikinci kayıt” haberine gönderdiği tekzibi yayımladı (30 Ağustos).
Dündar’a karşı tekzip örgütü: Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar’ın hükümet çevresinin yolsuzluğa bulaştığı iddialarını işleyen “Arkadaş’ın Babası” başlıklı yazı dizisine şüpheliler Bilal Erdoğan, Yasin el Kadı, Usame Kutub, Cengiz Aktürk ve Abdulkerim Çay tekzip gönderdi. Şüpheli avukatları, aynı gün (13 Ağustos), aynı noterlikten (Bakırköy 40. Noterlik), aynı cümlelerle cevap ve düzeltme metinleri gönderdi (13 Ağustos).
Tekzibi bastı ama haberinde ısrarcı: Birgün gazetesi, “Şehzade Bilal Örgüt Yöneticisi” başlıklı haber nedeniyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin gönderdiği bir tekzip yayımlamak zorunda kaldı. Gazete, tekzip metninin hemen altında “Haberimiz doğruydu” diye not düştü (6 Ağustos).
Taraf’a tekzip furyası: Taraf gazetesi, yayımladıkları haberlere karşı son aylarda çıkan onlarca tekzip kararının altında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Onur Özsaraç’ın imzasının bulunduğunu savundu (2 Temmuz)
Gazete, Tayyip Erdoğan, Bilal Erdoğan, Serhat Albayrak, İbrahim Çeçen, Reza Zerrab gibi isimlerin geçtiği haberler Sulh Ceza Mahkemeleri’nce yayımı reddedilen tekzibin bu mahkemece geçerli kabul edildiği ve açılan tazminat davalarına da emsal oluşturduğunu bildirdi. Bir tekzip de, Bilal Erdoğan’ın başvurusuyla, “Ada pazarlığı gerçek” başlıklı 1 Mart 2014 tarihli bir haber için 2 Temmuz’da yayımlandı.
Hakaret, Kişilik Hakları ve Tazminat Davaları
Temmuz-Eylül 2014’te gazeteci Hakan Gülseven hapisten 7 bin TL, Adıyaman’da gazeteci Hacı Boğatekin de 1.740 TL ödemeye mahkum edildi.
Geçen yılın aynı döneminde iki gazeteciye toplam 11 ay 20 gün hapis ve 2 bin 100 TL de para cezası verilmişti.
Valiye hakaretten ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Adana Valisi iken Hüseyin Avni Coş'un geçen yıl bir yurttaşa “Gavat” demesini 10 Kasım 2013 tarihli “Gavat üzerine...” köşe yazısında eleştiren Yurt gazetesi yazarı Hakan Gülseven'i yayın yoluyla hakaret iddiasıyla hapisten 7 bin TL adli para cezasına mahkum etti (30 Eylül).
Coşkun’dan 50 bin TL isteniyor: Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun, 4 Eylül 2013’te çıkan “Boyalı Merdivenler” yazısı nedeniyle AKP milletvekilleri Hüseyin Çelik, Cem Zorlu, Selçuk Özdağ ve Mihrimah Belma Satır’ın açtığı davalarda toplam 50 bin TL manevi tazminat ödeme tehdidiyle yargılanıyor (29 Eylül).
Erinç’ten 140 bin TL isteniyor: Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi Orhan Erinç, Metin Külünk, Egemen Bağış ve Recep Tayyip Erdoğan’ın “Boyalı Merdivenler”, Egemen Bağış’a çikolata lokum”, “90 bin liraya kıyak”, “Artist” ve “Gizli zarfta O İmam” yazılarına açtıkları davalarda 140 bin TL tutarında tazminat istemiyle yargılanıyor (29 Eylül).
Arcayürek’ten 80 bin TL isteniyor: Cumhuriyet gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek, 1 Eylül 2013’de çıkan “Ne zaman tatmin olur” yazısı nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Abdullah Gül’ün eşi Hayrünissa Gül’ün açtıkları davalardan 80 bin TL tazminatla yargılanıyor. Davalar Ankara 7 ve 16. Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülüyor (26 Eylül).
Turkuvaz Medya’ya 144 tazminat davası: Fethullah Gülen çevreleri, 17 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonlarından sonra yaptığı yayınlardan ATV ve Sabah gazetesini de kapsayan Turkuvaz Medya Grubu aleyhinde 6 milyon 215 bin TL tutarında toplam 144 tazminat davası açtı (25 Eylül).
Albayrak’a hakaret davası: İstanbul Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Star Gazetesi yazarı Hakan Albayrak’ı, 26 Şubat 2014 tarihli “Onlar artık resmen hain” başlıklı yazısında Fethullah Gülen’e hakaret ettiği iddiasıyla yargılamaya başladı (23 Eylül).
7-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından Gülen’i eleştiren Albayrak, yargılanmaya 23 Şubat 2015’te devam edecek.
Boğatekin’e para cezası: Adıyaman 3 Asliye Ceza Mahkemesi, Gerger Fırat sitesinde 28 Ekim 2013’te çıkan yazısında Bodin Köy okulunun prefabrik tuvaletlerin valinin ziyaret ettiği başka bir yere taşınmasını eleştiren gazeteci Hacı Boğatekin’i Valiye hakaretten 1.740 TL adli para cezasına mahkum etti. Mahkeme, hükmü ertelemeyi reddetti ve gazetecinin başka bir dosyadan hükmün ertelendiği bir başka dosyadan cezalandırılması için Adıyaman 2. Ceza Mahkemesi’ni bilgilendirmeye karar verdi (18 Eylül).
Uslu’ya hakaret davası: Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu’nun İHH Başkanı Bülent Yıldırım'a hakaretten yargılanmasına Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Uslu, 15 Ocak 2014 tarihli "El Kaide, İHH, tır vs..." yazısında IHH kuruluşunu silah kaçakçılığıyla suçladığı iddiasıyla 1 yıl 3 aydan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Uslu'nun bir dahaki celseye zorla getirilmesine karar verildi (16 Eylül).
Alınak hakaretten cezaevinde: Bir kişinin karakolda şiddet görmesine engel olmaya çalıştığı için hakkında “polise hakaret”ten dava açılan Mahmut Alınak, aldığı 14 ay 17 günlük hapis cezasının ertelenmesini reddedince Kars Cezaevi’ne teslim oldu (16 Eylül).
Akademisyene beraat: Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesi, verdiği bir röportajda Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Burhanettin Kocamaz’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan Mersin Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Kentleşme-Çevre Bilimleri’nden Yrd. Doç. Dr. Ali Ekber Doğan’ı beraat ettirdi (16 Eylül).
Bakandan CHP’liye dava: İçişleri Bakanı Efkan Ala, 25 Aralık 2014 yolsuzluk operasyonu kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a yaklaşanı vurması için talimat verdiği iddiasıyla ilgili Ala’nın yaklaşımını “eşkıyalık” olarak niteleyen CHP milletvekili Ali Özgündüz hakkında 5 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı (11 Eylül).
Şener’e El Kadı davası: Suudi iş insanı Yasin El Kadı'nın şikayetiyle Posta gazetesi yazarı Nedim Şener hakkında "Kitap hala bomba mı başlıklı" yazısı nedeniyle 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Gazete, “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla yargılanacak (11 Eylül).
İstanbul Basın Savcılığı, Şener’in son kitabı “Hayırsever Terörist” kitabına El Kadı’nın şikayetiyle açtığı soruşturmayı da sürdürüyor.
Yarkadaş ve Yavuzel’e dava yok: İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Şubat 2014 tarihli "Gülen'in yeni telefon kayıtları çıktı'' haberi nedeniyle Fethullah Gülen'in şikayetçi olduğu Gerçek Gündem sitesi yayın yönetmeni Barış Yarkadaş ve haber müdürüKemal Yavuzel hakkında üç yıl hapis istemiyle dava açılmasına gerek olmadığına karar verdi. Gazetecilerin yayın yoluyla hakaret ettiği ve iftirada bulunduğu ileri sürülüyordu (11 Eylül).
Çizere bir de tazminat davası: Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar, ahşap karikatürü yoluyla kendisine hakaret ettiği iddiasıyla hapse düşmesine neden olduğu çizer Mehmet Düzenli hakkında bir de 5 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı (25 Ağustos).
İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılanacak olan Düzenli, “Oktar'ın şahsına alenen hiçbir çizimimde küfür etmedim. Karikatür ve mizahın dışında Oktar'ın televizyonunda müritleriyle birlikte sergiledikleri durum komedi gibi zaten” dedi.
Ceza alan haberci için “Af” ihtimali: Şarköy Sulh Ceza Mahkemesi, 20 Temmuz 2005’te çıkmaya başlayan “Başkan Pinokyo ve 9 Cüceler” yazı dizisinde dönemin belediye yetkililerini masal yoluyla eleştirdiği için 2 yıl 3 ay 4 gün hapse mahkum olan haftalık Şarköy'ün Sesi gazetesi yazarı Yakup Önal'ın dosyasının 6352 Sayılı 3. Yargı Paketi’nden askıya alıp almayacağına 22 Ekim’de karar verecek.
Siteye soruşturma: İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Sendika.org haber sitesinde yayınlanan “Barkey: AKP ve İŞİD temasını İHH sağlıyor” başlıklı haberle ilgili “hakaret” ve “iftira” şüphesiyle soruşturma başlattı (24 Temmuz).
Önal’ın hapsi isteniyor: Şarköy'ün Sesi gazetesi yazarı Yakup Önal, yayın yoluyla CHP Belediye Meclis üyesi Hidayet Kaçar’a hakaret ettiği iddiasıyla Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Yargılama 26 Kasım’a bırakıldı (18 Temmuz).
Fenerbahçe’den Baransu’ya dava: Fenerbahçe Kulübü, Trabzon'da 4 Ocak 2013’te düzenlenen panelde kulübe hakaret etmekle suçladığı Taraf muhabiri Mehmet Baransu’ya dava açtı. Dava, İstanbul Anadolu 24. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek (10 Temmuz).
Cem TV’ye dava yok: Gezi direnişi döneminde Cem TV eski haber müdürü PınarIşık Ardor hakkında “kanunlara uymamaya tahrik” iddiasıyla açılan soruşturma takipsizlikle son buldu (5 Temmuz).
Hakaret yok, düşünce açıklama var
AYM gazeteye hak verdi: Anayasa Mahkemesi, CHP Denizli Milletvekili olmadan önce Erzincan Cumhuriyet Başsavcısıyken “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanan İlhan Cihaner'in Yeni Şafak gazetesinin "Savcı Boğazına Kadar Batmış" haberiyle ilgili şikayetini reddetti. AYM, “Tutuklanmasına neden olan olaylara ilişkin bir haber yazısıdır ve ne başvuranın şahsına hakaret içermekte, ne ona karşı şiddeti teşvik etmekte ve ne de başvurucunun yargı görevini engellemektedir” dedi (25 Eylül).
Tuşalp’a dava yok: İstanbul Savcılığı, 13 Mayıs 2014’te soL gazetesinde çıkan “Yasin ile Reza” yazısı nedeniyle Suudi yatırımcı Yasin El Kadı’ya hakaretten soruşturma geçiren gazeteci Erbil Tuşalp’a dava açmaya gerek görmedi. Savcılık, El Kadı ve Reza Zarrap’ın ortak paydasının “kara para” olduğunu savunan Tuşalp ile ilgili kararında, “eleştirinin doğası gereği sert ve haşin olmasının beklenmesi gerektiğine” işaret etti (23 Eylül).
Mahkeme bianet’e hak verdi: İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Mahkemesi, eski sevgilisini döven ve bunu tahrik nedeniyle yaptığını söyleyen T.S.'nin konuya ilişkin bianet haberinin kaldırılmasıyla ilgili yaptığı girişimi reddetti. Mahkeme, “haberde kullanılan dili, seçilen kelimeler, haberin sunuş şekliyle birlikte değerlendirildiğinde salt kişilik haklarını ihlal etme kastıyla hareket edildiğine dair bir kanaat oluşmadığına” kanaat getirdi (22 Eylül).
Deniz Feneri yazısına ceza yok: Mahkeme, Milliyet gazetesi için 8 Eylül 2011’de “Gözler Deniz Feneri'nde” başlıklı yazı yazan gazeteci Can Dündar hakkında açılan tazminat davasını reddetti; kararında “haber yapmak basının görevidir” gerekçesine yer verdi (13 Eylül).
“Darbeci” sözüne ceza bozuldu: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Doğan Yayın Holding yetkilisi Aydın Doğan'ın, kendisini “darbeci” olarak nitelendiren Canan Barlas'a açtığı tazminat davasında verilen tazminat cezasını bozdu (23 Temmuz).
Kararda, Aydın Doğan'ın 28 Şubat süreciyle ilgili yöneltilen eleştirilere, konumu itibariyle katlanmak durumunda olduğu belirtildi.
“Alçak” eleştiriymiş: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yorumcu Rasim Ozan Kütahyalı’nın Halkların Demokratik Partisi Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü’ye yönelik “utanmaz, alçak” sözlerini eleştiri olarak değerlendirdi; 3 bin TL ödenmesine dair kararı bozdu. Vekilin avukatı Mustafa Bayram Mısır Yargıtay Başsavcılığı’na başvurdu (15 Temmuz).
Ampul sloganına bu kez beraat: Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesi, beş yıl önce bir eylemde atılan “Ampulsün sen Tayyip” sloganı nedeniyle mahkum olan Bursa Eğitim-Sen Şubesi yöneticileri Betül Öztürk ve Hasan Özaydın ile Halkevleri’nden Mehmet Emre Battal ve Berna Özarslan’ı ikinci yargılamada beraat ettirdi; sloganı “siyasi hiciv ve eleştiri özgürlüğü” olarak değerlendirdi (5 Temmuz).
Hakaret değil, kaba eleştiri: İstanbul Anadolu Sulh Ceza Mahkemesi, Facebook’ta Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle sanık KKT hakkında 2 yıl 8 ay hapis istemiyle açılan davada beraat kararı verdi. Mahkeme, “Tayyip’in göt korkusu başa bela” sözlerini kaba eleştiri saydı (3 Temmuz).
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntısı
Çocuklar, akademisyenler, gazeteciler, eşcinseller ve yurttaşlar Eski Başbakan “Erdoğan’a hakaret”ten yargılanıyorlar. Gazeteci Erol Özkoray ertelemeli 11 ay 20 gün hapse, Çiçek Güçlü ve Deniz Gülşen adlı kişilerin her biri 7 bin 80 TL, İbrahim Erim ertelemeli 6 bin TL, Egemen Çinekli de ertelemeli 8 bin 100 TL adli para cezasına mahkum oldu.
Temmuz-Eylül döneminde 1’i gazeteci beş kişi, Erdoğan’a hakaretten toplam 11 ay 20 gün hapis, 14 bin 100 TL’si ertelenmek üzere toplam 28 bin 260 TL adli para cezasına mahkum edildi. Geçen yılın aynı döneminde iki gazeteci 11 ay 20 gün hapse ve 5 bin TL de para cezasına mahkum edilmişti.
Erdoğan, Musa Kart ve Levent Pişkin’e yeni davalar açtı. Biri çocuk, üçü gazeteci, iki siyasetçi dahil 24 kişi toplam 150 bin TL tazminat ve 63 yıl 2 ay hapis istemiyle yargılanıyor.
Arcayürek’e Erdoğan davası: Cumhuriyet gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek, “Artist” yazısına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı 50 bin TL’lik tazminat davası kapsamında Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılanıyor (27 Eylül).
Avukatı raporluyken Özkoray’a hapis: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Gezi Fenomeni kitabında yer alan Gezi sloganları yoluyla eski Başbakan Erdoğan’a yayın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle gazeteci Erol Özkoray’a 11 ay 20 gün hapis cezası verdi; hükmün açıklanmasını erteledi. Mahkeme, duruşma savcısının görüşü doğrultusunda Özkoray’ın avukatı Sennur Baybuğa’nın mazeretini reddederek karara gitti. Avukat, savunma haklarının ihlal edildiğini açıkladı (23 Eylül).
Twitter davasında bir sanık mahkum: İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi, eski Başbakan Erdoğan’ın tek mağdur olarak gözüktüğü 29 sanığın Twitter yoluyla Gezi eylemlerini örgütledikleri iddiasıyla açılan davada 27 sanık beraat etti. Bir tek Egemen Çinekli'ye hakaretten ertelemeli 8 bin 100 TL para cezası verildi (22 Eylül).
17 kişiye “Erdoğan’a hakaret” davası: Giresun 3. Aliye Ceza Mahkemesi, 13 Mayıs’ta yaşanan Soma protestoları sırasında “Katil Erdoğan” şeklinde slogan attıkları gerekçesiyle 5’i KESK’li, 12’si öğrenci toplam 17 kişiyi hakaretten yargılamaya başladı. Dava 27 Kasım’da sürecek (22 Eylül).
“Erdoğan’a hakaret” cezası: Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesi, Facebook hesabından eski Başbakan Erdoğan’ı monarşik rejimlerle ve yolsuzlukla ilişkilendirdiği, fotomontajla Kanuni Sultan Süleyman’a benzettiği gerekçesiyle İbrahim Erim’i “hakaret”ten bir yıl hapsin karşılığı olarak 6 bin TL para cezasına çarptırdı. Hükmün açıklanması ertelendi. Erim, “suç işlemeye tahrik”ten aklandı (19 Eylül).
Çocuğa “Erdoğan’a hakaret”ten dava: H.U.C. adlı çocuk, dönemin Başbakanı Erdoğan'ı kastederek hakaret ettiği iddiasıyla 4 Aralık’ta Antalya 2. Çocuk Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. Çocuğun, 14 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor (18 Eylül).
Altı öğrenciye dava yok: Çocuk Suçları Soruşturma Bürosu savcısı, Akdeniz Lisesi öğrencilerine baskıları “Ampul Tayyip” sloganlarıyla protesto ettikleri için, “Türk milleti, Cumhuriyeti ve TBMM'yi aşağıladıkları” ve “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu ihlal ettikleri” iddiasıyla soruşturmalık olan Liseli Genç Umut grubundan C.B.Ö., G.Ö., D.B., B.K., H.U.C ve A.D.N.’e dava açılmasına yer görmedi (18 Eylül).
Sönmez’e Erdoğan davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sözcü gazetesinden ayrılmadan önce 11 ve 12 Temmuz’da yazdığı "RTE despotluğunda İstanbul rantı" ve "Tayyipland, Skyland, skandal" başlıklı köşe yazıları nedeniyle gazeteci Mustafa Sönmez'i şikayet etti. Küçükçekmece Başsavcılığı, "hakaret ve iftira" iddiasıyla açılan davada, “olay kendi yargı çevresinde gerçekleşmediği için” yetkisizlik kararı verdi (10 Eylül).
Can Dündar’a üç soruşturma: Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar hakkında, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına değinen 2 ve 3 Ağustos 2014 tarihli “Bilal...Ay Özür dilerim, Arkadaş” ve “Arkadaş’ın Babası 1” yazılarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve işadamı Usame Kutub ve beş başka kişinin şikayetiyle üç ayrı soruşturma açıldı. Bunlardan biri, 1 Temmuz tarihli “Erdoğan’ın yumuşak karnı” ve 18 Temmuz tarihli “Fezlekeleri okumak hakkımız” yazılarıyla ilgili. Dündar, “hakaret”, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “kamu görevlisine hakaret” şüphesiyle ifade verdi (10 Eylül).
Erdoğan 50 bin TL de tazminat istiyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dört dörtlük Aleviyim” sözüyle ilgili Twitter üzerinden kendisine “Dört dörtlük İbneyim şeklinde açıklama yapmasını bekliyorum” diyen LGBTİ aktivisti ve HDP Beyoğlu Eşbaşkanı Levent Pişkin’e ceza davasından bin 500 TL’ye mahkum ettikten sonra şimdi de 50 bin TL manevi tazminat istemiyle dava açtı (29 Ağustos).
“Hırsız var” sözüne dava: 23 Temmuz’da gittiği Adana’daki mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Hırsız var. Yolsuzlukların hesabını nasıl vereceksin? TIR’larda ne vardı?!” diye bağıran Ertan Altıncı “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla yargılanmaya başladı. Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi, iki yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanan Altıncı’nın yurtdışı yasağını kaldırdı (19 Ağustos).
TÜRGEV haberine soruşturma: Karadeniz Postası ve Vira Trabzon siteleri yazarı ve Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu hakkında, TÜRGEV’e yapılan bağışlarla ilgili Karadeniz Postası’nda çıkan “99 milyon 999 bin 990 dolar” başlıklı yazı nedeniyle soruşturma açıldı. Eski Başbakan Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve Suudi iş insanı Yasin el Kadı’nın şikayetçi olduğu gazetecinin ifadesi alındı (12 Ağustos).
İki kadına Başbakana hakaretten hapis: Kırklareli 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 30 Mart Yerel Seçimler sürecinde eski Başbakan Erdoğan’ın kentteki gezisinde “Hırsız var” dövizi açan Çiçek Güçlü ve Deniz Gülşen’i, “Kamu görevlisine alenen hakaret”ten 7 bin 80′er lira adli para cezasına çarptırdı (19 Temmuz).
Musa Kart’a Başbakan davası: Cumhuriyet gazetesi karikatüristi Musa Kart’a, 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarını değerlendiren 1 Şubat 2014 tarihli karikatürü nedeniyle Başbakana hakaret, iftira ve soruşturmanın gizliliğini ihlalden 9 yıl 10 ay hapis istemiyle dava açıldı (15 Temmuz).
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın “eleştiridir” tespitli takipsizlik kararını Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “Eleştiri sınırları aşıldı” diyerek kaldırdığı için Kart, 23 Ekim’de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlayacak.
Başbakandan Keneş’i şikayet: Başbakan Erdoğan, adını vermeden kendisi için “rüşvetçi”, “hırsız” olarak nitelendiren Twitter mesajları attığı gerekçesiyle Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş’î şikayet etti. Şikayet, hakaret ve iftiraya dayandırıldı (10 Temmuz).
Baydemir’e dava: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir hakkında 2012 yılında Van'da yaptığı ve "Ey faşist Başbakan; sonuç alamayacaksın. Sana biat eden senin gibi faşist olsun, alçak olsun" dediği bir konuşmada Başbakana hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 8 ay hapis cezası istemiyle dava açıldı (9 Temmuz).
Ampul sloganına bu kez beraat: Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesi, beş yıl önce bir eylemde atılan “Ampulsün sen Tayyip” sloganını “siyasi hiciv ve eleştiri özgürlüğü” saydı. İlk yargılamada hapis cezası verilen Bursa Eğitim-Sen Şubesi yöneticileri Betül Öztürk ve Hasan Özaydın ile Halkevleri’nden Mehmet Emre Battal ve Berna Özarslan beraat etti (5 Temmuz).
Hakaret değil, kaba eleştiri: İstanbul Anadolu Sulh Ceza Mahkemesi, Facebook üzerinden Başbakan Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle sanık KKT hakkında 2 yıl 8 ay hapis istemiyle açılan davada beraat kararı verdi. Mahkeme, “Tayyip’in göt korkusu başa bela” sözlerini kaba eleştiri saydı (3 Temmuz).
BDP’lilere davalar
Fezlekeler: Çeşitli savcılıklarca Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) veya Halkın Demokrasi Partisi (HDP) milletvekilleri ve bağımsız vekiller hakkında Temmuz-Eylül 2014’te toplam 12 fezleke düzenlendi.
Hakkında fezleke düzenlenen 10 milletvekili Nursel Aydoğan (2), Ayla Akat Ata (2), Sabahat Tuncel, Hasip Kaplan, Adil Zozani, Demir Çelik, Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, Halil Aksoy ve Nazmi Gür oldu.
Fezlekelerde milletvekillerine yöneltilen suçlamalar, “örgüt propagandası yapmak” (TMK-7/2), 2911 toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve “örgüt adına suç işlemek” (TCK 220) oldu.
Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar
Bu dönemde 5 site ve site haberine, 1 film, bir konsere yasak geldi. 2 genel yayın yasağı kararı sürdürüldü. cezaevlerinde 2 haberleşme yasağı şikayeti geldi.
Örnekler: TİB, issuu.com sitesini erişime kapattı. Yargı, Sendika.org’un “AKP Van’ı parsellemiş” haberini yasakladı. Facebook, İMC TV’nin ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun sayfasını kapattı. Twitter, “Ferguson” protestolarından Anonymous'un hesabını Musa Anter’in torununun adında “w” olduğu için ceza kesildi. Vimeo, Meral Candan’ın Erdoğan’ın kadınlara yönelik muamelesini eleştiren videosunu kaldırdı. Akreditasyon ayrımcılığı, AKP’nin 1. Olağanüstü Kongresi’nde ve Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nı açıkladığı toplantıda bir kez daha yaşandı. Yüzü Oluncaya Dek filmi Altın Portakal Festivali’nden çıkarıldı, Erkan Oğur konseyi iptal edildi, cezaevlerinde İMC TV, Hayat TV, Halk TV yasağına dair şikayetler geldi.
Filme festivalden ihraç: Altın Portakal Film Festivali için yarışan Reyan Tuvi’nin “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” adlı filmi, Türk Ceza Kanunu’na göre suç olan içerik bulunduğu iddiasıyla Ulusal Belgesel Yarışması listesinden çıkarıldı (30 Eylül).
İlk iş sansür: Samsun’un yeni Valisi İbrahim Şahin, gönderdiği mesajda, 19 Mayıs Üniversitesi’nde yapılacak toplantıya kamera ve fotoğraf makinesi alınmayacağı, fotoğrafların müşavirlikçe servis edileceği, toplantıya sadece sarı basın kartlı gazetecilerin dinleyici olarak katılabileceği bildirdi (27 Eylül).
Üç gazeteye ambargo: Zaman, Cumhuriyet ve Bugün gazetelerinin muhabirleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeni müsteşarı Haluk Dursun’un tanışma toplantısına davet edilmedi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne giden Cumhuriyet muhabiri Selda Güneysu ve diğer muhabirlere “davetli olmadıkları” söylendi (25 Eylül).
Müsteşarın basından istirhamı: Bursa'da eğitim yılı açılışında sendikaların İl Milli Eğitim Müdürüne yönelik protestodan rahatsız olan Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, gazetecilere, “Açılışı ön plana alıp onları (protestocuları) haberlerinizde daha az yer verseniz, hatta hiç yer vermezseniz bu memlekete güzel bir hizmet etmiş olursunuz. Bunu özellikle sizlerden istirham ediyorum. Bilinçli medya, bilinçli habercilik adına" dedi (15 Eylül).
ÇGD neden çağrılmadı? ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, basın kuruluşlarının temsilcileriyle buluşurken ÇGD’yi davet etmeyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a “Yeni Türkiye"nin basın özgürlüğü anlayışını yansıtan bu ayrımcı uygulamaları kabul etmiyoruz” sözleriyle yer aldığı bir mektup gönderdi (17 Eylül).
Saraç’a “frikik” müdahalesi: Başbakanken Erdoğan’ın Ciner Medya Grubu Başkan Vekili fatih Saraç arasında geçtiği ve 17-25 Aralık operasyonu soruşturma dosyasında yer aldığı iddia edilen yeni bir dinleme kaydına göre Erdoğan’ın Habertürk ekranında bir kadının kıyafetini açık seçik bulduğu için Saraç’ı “orada bir bayan vardı felaket” sözleriyle eleştiriyor. Saraç’ın “az frikik olmazsa” sözlerine Erdoğan, “Yapma Fatih, sen ona az diyorsan yandık biz” diye karşılık veriyor (17 Eylül).
Yayın yasağı kalkmadı: Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarmanın MİT’e ait TIR’ları durdurmasıyla ilgili 13 jandarma görevlisini yargıladığı davada, “gizlilik ve yayın yasağı” kararlarını kaldırmadı (11 Eylül).
İssuu sitesine de sansür: TİB, İsveçli bir derginin başbakanken Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Yusuf Yerkel’in bir yurttaşı tekmelerden gösteren bir fotoğrafa yer verilmesi nedeniyle dijital yayın platformu issuu.com’u “idari tedbir” olarak erişime kapattı (8 Eylül).
Zaman muhabirine Köşk yasağı: Zaman gazetesi cumhurbaşkanlığı muhabiri Emre Soncan, Twitter’da Çankaya Köşkü'ne alınmadığını yazdı (29 Ağustos).
Belediye “kriter” dayattı: İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği (İYGAD), Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın yayınladığı yerel medya kriterinin geri çekilmemesi nedeniyle, belediye binası önüne siyah çelenk bıraktı. Dernek, gazetelerin en az 350 abonesinin bulunmasını ve hangi adreslere ulaştığını raporlar halinde talep eden belediyenin yerel medya üzerinde baskı olduğunu bildirdi (29 Ağustos).
IŞİD devlet sırrıymış: Gaziantep Baro Başkan Yardımcısı Avukat Bektaş Şarklı’nın, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında Emniyet’e sorduğu “Gaziantep’te IŞİD örgütlenmesine karşı soruşturma var mı?” şeklindeki sorusuna Emniyet “devlet sırrı” dedi (28 Ağustos).
14 medya organı AKP kongresine giriş kartı yok: AKP’nin 1. Olağanüstü Kongresi’ni izlemek için başvuran Aydınlık, Birgün, Evrensel, Sözcü, Taraf, Yeniçağ, Yurt ve Zaman gazeteleriyle Bugün TV, Halk TV, Kanaltürk TV, Ulusal Kanal, Samanyolu Haber ile Cihan Haber Ajansı’na çeşitli gerekçelerle giriş kartı verilmedi (27 Ağustos).
Resmi Gazete’ye sansür ve şikayet: CHP milletvekili Atilla Kart, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlık Seçim sonuçlarını Resmi Gazete’de yayınlatmadığı gerekçesiyle Başbakanlık Yayın Genel Müdürlüğü yetkililerini şikayet etti (19 Ağustos).
Facebook TGDP’yi de kapattı: Facebook, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun (TGDP) sayfasını “ilkeler ihlal edildi” gerekçesiyle kapattı (19 Ağustos).
IMC sayfası kapatıldı: Facebook, 307 bin kullanıcısı olan IMC TV’nin sayfasını “Facebook ilkeleri ihlal” edildiği gerekçesiyle kapattı (18 Ağustos).
“W” yasağına karşı kampanya: Anter ailesi, Musa Anter’in torunu Asiwa'ya adındaki 'w' harfi nedeniyle yabancı kabul edilmesi ve Türkiye'ye girişi sırasında babasına para cezası kesilmesine tepki olarak change.org sitesi üzerinden İçişleri Bakanlığı'na karşı bir imza kampanyası açtı (16 Ağustos).
Twitter Anonymous’u durdurdu: Twitter, 18 yaşındaki siyahi Michael Brown'u öldüren polis memurunun ismini duyuran “Anonymous”'un hesabı ABD'deki Ferguson protestolarına neden olduğu iddiasıyla durdurdu (15 Ağustos).
Vimeo video kaldırdı: Vimeo, Meral Candan’ın hazırladığı ve Başbakan Erdoğan'ın kadın meselesiyle ilgili sözlerini derleyen “Sen Karışma Be” videosunu telif haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle kaldırdı. Candan, “Benimkinde olduğu gibi filmlerden parçalar Erdoğan yanlısı bir videoda kullanılsaydı, bu yaşanır mıydı?” diye sordu (12 Ağustos).
Demirtaş’tan TRT’ye ironili eleştiri: Cumhurbaşkanı adaylarından Selahattin Demirtaş taraflı yayın yapmakla suçladığı TRT’de seçim konuşması yaparken “Cumhurbaşkanı seçimlerine kısa bir süre kala hepinizin de yakından takip ettiği gibi TRT gibi son derece tarafsız, objektif, bütün adaylara eşit yaklaşım sergileyen, hele hele bana karşı adalet ve nezaket örneğinin en muhteşemini sergileyen bu nadide kurumun ekranlarından sizlere seslenmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyorum” dedi, kanalı ironik bir şekilde eleştirdi (6 Ağustos).
Bahçeli konuştu, TRT kesti: Ayrıca TRT, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Sabahtan akşama kadar TRT’de Tayyip Erdoğan propagandası yaparak 500 saati ona ayırıp üç saati birisine yedi saati de birisine ayırıyorsun. Burada artık millet patron olmaktan çıkmış aday Erdoğan patron olmuştur” sözlerinin ardından yayını kesti (4 Ağustos).
Programda İhsanoğlu var diye mi? TRT Belgesel kanalı, 2014 yılı yayın planına alınan yedi bölümlük bir programın, görüş alınan kişiler arasında o dönemin İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri ve Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da olduğu bölümü yayımlamadı. TRT Belgesel Kanal Koordinatörü Adnan Süer, belgeselin yayından kaldırılmasını ‘’programlardaki büyük yoğunluk’’ ile açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise gerekçeyi gerçekçi bulmadı (30 Temmuz).
Askeri törende tek AA ve TRT var: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın İstanbul’da katıldığı Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki mezuniyet törenini sadece TRT ve Anadolu Ajansı alındı (24 Temmuz).
Siteye erişim yasağı ve soruşturma: Mahkeme, Sendika.org sitesinde 30 Ağustos 2012 tarihinde çıkan “AKP Van’ı parsellemiş” başlıklı habere erişim yasağı koydu (24 Temmuz).
Taraf, Zaman ve Sol’a ilan kesme: Basın İlan Kurumu, Anadolu Ajansı'nın 30 Mart seçimlerinde manipülasyon yaptığını iddia eden Taraf gazetesine dokuz günlük ilan kesme cezası verdi. Gazete bu süre içerisinde resmi ilan ve reklam yayınlayamayacak. Gazete, AA Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün İlan Kurumu’nun yönetiminde olmasını eleştirdi. Kurum, Zaman ve Sol gazetelerine ilan ve reklam kesme cezası verdi (20 Temmuz).
Firatnews sitesi açıldı: İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Fırat Haber Ajansı’nın sitesiyle ilgili verilen erişim engeli kararını kaldırdı. Hukukçu Kerem Altıparmak kararın engelli 200 Kürt ve sol içerikli site için emsal olması gerektiğini açıkladı (22 Temmuz).
Mahkuma İMC, Hayat, Halk TV yasak: Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde kalan mahkumlara İMC TV, Hayat TV, Halk TV gibi kanalların izlettirilmediği iddia edildi. İHD Adana Şubesi, şikayetin kendilerine mektupla bildirildiğini açıkladı (18 Temmuz).
Twitter’dan Redhack'e yasak: Twitter yönetimi Redhack'e erişimi engelledi. Twitter'da Redhack'in hesabına erişmek isteyen kullanıcılar, "@TheRedHack gizlendi. Bu hesap şu ülkelerde gizlenmiştir: Turkey." mesajıyla karşılaşıyor (16 Temmuz).
Emniyetin sansür ricası: İzmir Emniyet Müdürlüğü Ege’nin Sesi gazetesinin 2 Temmuz Sivas Katliamı anmasında yaşanan gerginliği haberleştirmesi üzerine haber portalına bir yazı göndererek haberin yayından çıkarılmasını “rica” etti. Yayın yönetmeni Sinan Kara polisin gönderdiği mektubu “basın özgürlüğüne darbe” olarak değerlendirdi (7 Temmuz).
Oğur Konseyi iptal: Sakarya Belediyesi, Sanatçı Erkan Oğur'un kentte vereceği sahur konserini iptal etti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül Twitter’dan, “Başbakanımıza, milletin değerlerine hakaret eden sanatçıların Ak Partili belediyelerde etkinlik yapması mümkün değil” dedi. Uğur, dava açacağını açıkladı (6 Temmuz).
Yayın yasağı AYM’de: Basın Konseyi, Ağır Ceza Mahkemesi’nin IŞİD Örgütü’nün Musul Başkonsolosluğu’nda rehin aldığı 49 kişiyle ilgili yayın yasağını CHP başvurusunda reddetmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu (5 Temmuz).
Gazeteci cezaevine soru gönderemedi: Gazeteci Tuğçe Tatari’nin gerillaların yaşamları üzerine hazırladığı siyasi anı şeklindeki kitabı için Bolu F tipi cezaevindeki müebbet tutuklu Murat Türk’e gönderdiği sorulara cezaevi yönetimince el konuldu. Tatari hukuki süreç başlatacak (3 Temmuz).
Akreditasyonlu sansür: Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının ilan edildiği ATO Kongre Salonu’ndaki toplantıyı uygulanan akreditasyon uygulaması nedeniyle Aydınlık, Birgün, Evrensel, Taraf, Yurt, Sözcü gazeteleriyle Halk TV, Hayat TV ve Ulusal Kanal televizyonları yansıtamadı (1 Temmuz).
Habercilik
Mumcu Kaplan’ı eleştirdi: Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu, “Erasmus bursu alan öğrenciler arasındaki gayr-ı meşrû ilişkiden 1 milyon (!) çocuk doğmuş! Skandal bu!” diye yazan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan'ı “Belli ki artık ne olduysa orada olmuş. Yusuf Bey’i bu satırları yazmaya yaban ellerde başına gelenler sevk etmiş olmalı" diye eleştirdi (29 Eylül).
Hakan’dan Akit’e “provokatör” resti: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Londra’da bir okulda yaşanan peçe krizini haberleştiren Hürriyet gazetesini “Doğan medyası provokasyon peşinde” başlıklı bir haberle gündeme getiren Akit gazetesine, “Hadi oradan be tescilli provokatör!" diye sert şekilde eleştirdi (29 Eylül).
Alan-Kekeç polemiği: Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç ile BirGün gazetesi yazarı Ümit Alan arasında IŞİD'in elindeki 49 rehineyi bırakmasından sonra polemik yaşandı. Alan, rehineler serbest kaldıktan sonra gazetecilik yapma gayreti gösterenleri suçlayan yazarları sert bir şekilde eleştirirken Kekeç “Birazdan sana da dan dun girişeceğim” diye yazdı (26 Eylül).
Star BM salonunu doldurdu: Star gazetesi, New York’taki BM Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a az olan ilgiyi artırmak için fotomontajla artırdı; salonu tıklım tıklım hale getirdi (26 Eylül).
“THY Yeni Akit dağıtmamalı”: İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, “Antisemitizm ürettiği” için Yeni Akit gazetesinin Türk Hava Yolları’nda ücretsiz dağıtımının durdurulması için Ulaştırma Bakanlığı’na başvurdu (25 Eylül).
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç de “Ayrımcı yayınların artması, toplumsal barışın geleceği açısından çok düşündürücü ve ürkütücü bir durum” dedi; sağduyuya çağırdı.
Aydınlık Cumhuriyet’i hedef aldı: Aydınlık yazarı Hikmet Çiçek, Mardin Kızıltepe’de 22 faili meçhul cinayetten emekli Albay Hasan Atilla Uğur ve diğer yetkililere açılan davayı “JITEM’in Kanlı Bıçağı” haberiyle duyuran Cumhuriyet gazetesini “Bıçak timi değil yalan timi! Cumhuriyet Taraf'ı aratmıyor” başlığıyla hedef aldı (20 Eylül).
Nazlıaka’ya yanıt hakkı yok: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Beyaz TV'de CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'ya sözlü saldırıda bulundu. Nazlıaka, canlı yayında cevap vermesine izin verilmeyince Twitter’dan Beyaz TV’yi eleştirdi (19 Eylül).
İki gazete hedef gösterdi: Takvim ve Akşam gazeteleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın The New York Times gazetesini hedef almasına neden olan ve IŞİD’in Türkiye’den militan sağladığını savunan haberden gazete muhabiri Ceylan Yeğinsu’yu hedef gösterdi (19 Eylül).
Taraf-Star polemiği: Taraf gazetesi “'Star'da 2 milyonluk hortum kavgası” başlıklı haberinde; Star gazetesinin yaptığı promosyonlar için kamu bankalarından kredi aldığı ancak bu paralarının gazetenin CEO'su Mustafa Karaalioğlu'nun ekibince usulsüz olarak iç edildiği ve bu nedenle Karaalioğlu'nun ile gazete patronu Ethem Sancak arasında tartışma çıktığını yazdı. Star gazetesi de internet sitesinde bu haberleri yalanladı (19 Eylül).
Uluç’a tepki: Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, 16-17 Eylül’deki köşesinde paylaştığı çocuk istismarı ve kadınlara dair iki fıkra tepkilere neden oldu (16 Eylül).
Sabah-Hürriyet polemiği: Sabah gazetesinin 3 Eylül tarihli ve "Doğan'dan paralel tetikçiliğe devam" başlıklı haberinde, "Doğan medyasının 25 Aralık darbe girişimine ilişkin algı yaratma amaçlı "Dosya kapandı" manşeti, yayın organları tiraj kaybeden Aydın Doğan'ın yeni dönemde de paralel çetenin tetikçiliğini sürdüreceğinin kanıtı gibi" denildi. Sabah’ın “havuz” sahiplik yapısına vurgu yapan Hürriyet de 4 Eylül’de “öncelikle kendi itibarlarını sorgulamaları gerekir. İddia sahipleri, sahiplik yapılarını, sermayelerinin kaynağını açıklamak gibi ahlaki bir görevleri olduğunu bilmelidirler. Medya, şeffaf olmadan itibarlı olamaz” şeklinde yanıt verdi (4 Eylül).
Gazeteci haber olamaz: Türk Medya yayın yönetmeni Cengiz Özdemir, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin töreninde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e doğru Meclis İçtüzüğünü fırlatarak Genel Kurul salonunu terk eden CHP'lilere “saygısızlar” diye bağırıp yuhaladı (29 Ağustos).
Alankuş’tan haberciliğe vurgu: Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, SkyTürk 360'ın da TV 8 gibi haberi bırakarak eğlence kanalına dönüşmesini, ''Sansür, oto-sansür, habere doğrudan ve dolaylı editöryel müdahaleler, yalan haber, savaş kışkırtıcılığı, nefret söylemi Türkiye'deki haberciliğin tarihinde hep vardı, şimdi daha çok var. Yani haber öldü. O zaman ‘vur patlasın-çal oynasın’ ve eğlence kanalları'' sözleriyle değerlendirdi (13 Ağustos).
Gazeteciler miting kürsüsünde! Cumhurbaşkanlık adayı Erdoğan, Konya'daki miting sonunda, aralarında Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, Akşam yazarı Hüseyin Yayman, Star yazarı Taha Özhan ve Akşam Ankara temsilcisi Emin Pazarcı’nın da olduğu gazetecileri miting kürsüsüne çıkardı. Kürsüye çıkan Selvi Erdoğan'ın “Nasıl buldun?” sorusuna "Muhteşem, muhteşem" şeklinde yanıt verdi (9 Ağustos).
Haksever eleştirildi: Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Başbakanın “Affedersiniz bana Ermeni dediler” dediği NTV’deki programın moderatörü Oğuz Haksever için “Ürkek yaltaklanma dışında hiçbir faaliyet gösteremeyen taklacı” dedi (7 Ağustos). Haksever'i karikatürüne taşıyan Cumhuriyet çizeri Musa Kart, Haksever’i “Affedersiniz bana da gazeteci diyorlar” cümlesiyle yansıttı (8 Ağustos).
Yeni Akit’te üslup: Yeni Akit gazetesi yazarı Hasan Karakaya, Gazze’ye saldırıları eleştirdiği yazısında, İsrail Yönetimi ve askerleri için “O. çocuğu” dedi (31 Temmuz).
Baransu-Tayyar: Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu AK Parti milletvekili Şamil Tayyar'ın bir röportaj için çektirdiği kelepçeli fotoğrafları Twitter'dan paylaşınca Tayyar da, Tuncay Güney'in "cemaatteyken eşcinsel oldum" açıklamasını hatırlatıp Baransu'ya “bu gidişle yakında böyle bir açıklama yapman kaçınılmaz. Her türlü ahlaksızlığı ve şerefsizliği yapanlar benden derviş sabrı beklemesin, tüm itlerle anladıkları dilden mücadele edeceğim artık" sözleriyle seslendi (31 Temmuz).
TRT müdürünün istifası istendi: Basın Konseyi, son açıklamalarına tepki gösterdiği TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in istifasını istedi; tarafsızlığını yitirdiğini savundu (30 Temmuz).
RTÜK üyesinden TRT müdürüne tepki: RTÜK üyesi Ali Öztunç, Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’a “Eleştirmeye devam edersen, yayını keserim” diyen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'e "75 milyonun vergisiyle görev yapan TRT'yi kendi özel kanalın gibi yönetme densizliğini yapamazsın. Haddini bil" dedi (28 Temmuz).
Bağdat’tan Ocaktan’a tepki: Taraf yazarı Hayko Bağdat, Yeşilköy’deki Latin Katolik Kilisesi’ne yönelik saldırıları yazdıktan sonra, Akşam gazetesinin olayla ilgili polisin Bağdat’ı hedef alan metnini “flaş gelişme” olarak sunmasını kınadı; Akşam yayın yönetmeni Mehmet Ocaktan’ı “meslektaşlarını kurtlar sofrasına meze yapmak” ile suçladı (19 Temmuz).
Bilal’in yakın arkadaşı: Başbakanın oğlu Bilal Erdoğan’ın yakın arkadaşı İbrahim Eren’in hem TRT Genel Müdür Yardımcısı hem de Başbakanlık Müşaviri hem Telekom Yönetim Kurulu üyesi hem de ATV Avrupa Kanalının genel müdürü olduğu iddia ediliyor (19 Temmuz).
CHP milletvekili Atilla Kart haberin doğru olduğunu savundu; TRT'yi gerçeklerle örtüşmeyen açıklama yapmakla suçladı.
Gazeteden aklı zorlayan iddia: Yeni Şafak gazetesi, “Gezicilerin korkunç İstanbul planı” haberinde, "Geziciler, Twitter'da örgütlenerek İstanbul'un suyunu bitirmeye, böylece hem belediyeyi hem de Köşk seçimleri öncesi Başbakan Erdoğan'ı zor duruma düşürmeye çalışacak” iddiasında bulundu (17 Temmuz).
AA emir mi bekliyor? Özerk olması gereken Anadolu Ajansı, Cumhurbaşkanlık çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na çok az yer ayırdı. Gazeteci Özlem Gürses, twitter hesabından “öğlene doğru AA'dan istihbarattan Halil bey aradı, İhsanoğlu'nun Sakarya programı nedir? dedi. Hayırdır dedim. Bugün karar çıkmış kendilerine tebliğ edilmiş, koyacaklarmış, iyi mi ?!!! Dedim ki ‘ne kararı, bu yasal göreviniz!’ Pes!” diye yazdı (5 Temmuz).
AİHM
AİHM, Türkiye’yi 2 gazetecinin açtığı davalarda toplam 30 bin avro (yaklaşık 87 bin TL) maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Avrupa “Googles Sites” sansürünü sordu: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 15 ülkeyle birlikte Türkiye’yi, AİHM kararlarını uygulama bakımından incelemeye aldı. Türkiye, Google Sites sansüründe Ahmet Yıldırım’ın mağdur olmasıyla ilgili verilen erişim yasağının İzmir Savcılığı’nın 25 Mart 2011 tarihli kararıyla kaldırıldığını bildirdi. Yazışmada, 5651 Sayılı İnternet Suçları Yasası’nın 26 Şubat’ta 6527 Sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki süreçle ilgili, “Google, Youtube ve Türkiye Bilişim Vakfı gibi İnternet aktörlerinin ve sivil toplum örgütlerinin (NGOs) görüşlerini edindik” ifadesi geçiyor (25 Eylül).
AİHM Şık ve Şener’e hak verdi: AİHM, OdaTV soruşturmasından 6 Mart 2011’de tutuklanan ve 375 gün tutuklu kalan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığına karar verdi. Türkiye, Şener’e 20 bin avro (58 bin TL), Şık’a 10 bin avro (29 bin TL) tazminat ödeyecek. (8 Temmuz).
RTÜK’ten haberler:
İki kanala operasyon cezası: RTÜK, gözaltına alındıktan sonra önce bebeğini sonra da eşini kaybeden İstanbul İstihbarat Şube eski Müdür Yardımcısı Ahmet Öztürk’ün yaşadıklarını haberleştiren Samanyolu TV ve STV Haber’e “önceki ayki reklam gelirlerinin yüzde 1” oranında para cezası vereceğini açıkladı. Cezalar, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “aşağılayıcı yayın”dan verildi (24 Eylül).
Bardakçı’nın sözüne ağır ceza: RTÜK, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın da konuk olduğu 6 Eylül 2014 tarihli Tarihin Arka Odası programda tarihçi Murat Bardakçı’nın gelen izleyici tepkilerini aşağılayıcı sözlerle karşıladığı gerekçesiyle Habertürk TV’ye yaklaşık 600 bin TL ceza verdi (22 Eylül).
Cezanın bir gerekçesi de, “Şarkı Fransızca, herif Ermeni, aptal mısın? Salak, aptal sensin. ‘Mazi mülevves, hal bok, hati kenef’ şiiri Neyzen’in değil, Eşref’indir. Kim Kardashian’ın koca kıçını seyrediyorsunuz ya, o da Ermeni seyretme. Ermeni kıçına niye bakıyorsun?” şeklindeki sözler oldu.
Seda Sayan Show’a ceza yolda: RTÜK, iki eşini öldürdüğü için tutuklanıp tahliye edilen bir kişiyi Seda Sayan Show programına çıkardığı ve “suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü” yayın yaptığı (Madde 8/1-ş) gerekçesiyle Show TV’ye ceza vereceğini açıkladı. Ceza, “ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idari para cezası” olarak belirlenecek (18 Eylül).
Çocuk yarışmasına ceza: RTÜK,sunuculuğunu Acun Ilıcalı’nın yaptığı ve çocukların yarıştırıldığı “O Ses Çocuklar” adlı programın formatının uygun olmadığı gerekçesiyle TV8’ye 150 bin TL ceza verdi. Ceza “çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik” nedeniyle verildi. Bundan sonra bu tarz programlarda çocuklar yer alırsa programa ceza uygulanacak (18 Eylül).
Piyanist filminden Gün TV’ye ceza: RTÜK, Cannes ve Oscar ödüllü yönetmen Roman Polanski’nin “Piyanist” filminde şiddet görüntülerine yer verildiği gerekçesiyle Diyarbakır Gün TV’ye uyarı cezası verdi. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi Ali Öztunç cezayı komik buldu (14 Eylül).
Show TV’ye “bonzai” cezası: RTÜK, “Gülben” adlı kuşak programda Pau adlı Balkan müziği sanatçısının “Elimde patladı bonzai” adlı şarkıyı seslendirerek uyuşturucu maddesini özendirdiği gerekçesiyle Show TV’ye 120 bin TL idari para cezası verdi (13 Eylül).
“Affedersiniz Ermeni” sözünde sakınca yok: RTÜK, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmeden önce katıldığı bir televizyon programındaki “Benim için neler söylediler. ‘Gürcüdür’ diyen oldu. Çıktı bir tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu” sözünde bir sakınca görmedi. Üyeler Esat Çıplak, Süleyman Demirkan, Ali Öztunç ve Ahmet Yıldırım karşı oy kullandı (13 Eylül).
Kanaltürk’e “şiddet” cezası: RTÜK, Songül Karlı'nın sunduğu ve eşini 43 yerinden tornavidayla yaralayan bir erkeğin konuk alındığı Kanaltürk'teki "Songül Karlı İle Yeniden" programına, “şiddetin teşvik edildiği” gerekçesiyle ceza vermeyi kararlaştırdı. Ceza daha sonra belli olacak (10 Eylül).
TRT Haber’e sigara cezası: RTÜK, Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan’ın 29 Haziran’da MÜSİAD’daki iftar yemeğinde bir yurttaşın sigara içmesini 4 saniyeliğine ekrana taşıyan TRT Haber’e 77 bin lira ceza kesti (17 Temmuz).
TRT’ye ceza yok: RTÜK, cumhurbaşkanı adayları Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’a ayırdığı eşitsiz süreler nedeniyle oyçokluğuyla TRT’ye ceza vermeye gerek görmedi. Konu RTÜK’te sert tartışmalara neden oldu (9 Temmuz).
Müstehcenlik cezasına eleştiri: RTÜK üyelerinden Doç. Dr. Ahmet Yıldırım, kurulun bikinili kadınların dans ettiği Calvin Harris'in “Summer” klibine müstehcenlikten verdiği cezayı eleştirerek "Buna göre tüm magazin programları cezalandırılmalı" dedi (7 Temmuz).
RTÜK Cezaları:
RTÜK, Temmuz-Eylül 2014 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 17 uyarı, 22 para cezası; radyo kuruluşlarına 2 uyarı, 1 de para cezası verdi. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 1 milyon 909 bin 743 TL idari para cezası verdi.
(Çalışma, RTÜK’ün 8 Temmuz – 3 Eylül 2014 döneminde gerçekleştirdiği 9 toplantı temel alınarak hazırlandı).
RTÜK 'koruyucu sembolle ilgili 5 uyarı, 1 para cezası; “gençlerin ahlaki gelişimi”ni ihlalden 1 uyarı, 5 para cezası; 'Türkçeyi bozmaktan' 2 uyarı, 1 para cezası; ‘tütün yasağını ihlal’den 1 uyarı, 1 para cezası; 'insan onuru ve özel hayatın gizliliği'ni ihlalden 1 para cezası; ‘Tarafsızlık ve doğruluk’tan 3 uyarı ve 13 para cezası; ‘masumiyet karinesi’ni ihlalden 3 uyarı; Milli-manevi değerleri ihlal’den 1 uyarı; ‘ayrımcılık’tan 1 uyarı cezası; ‘aşağılayıcı yayın’dan 1 uyarı, 1 para cezası; ‘Hukukun üstünlüğü’nden 1 uyarı cezası verdi.
Koruyucu sembol: RTÜK "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz..." ve “Medya hizmet sağlayıcılar, koruyucu sembol sistemi kullanarak, izleyicileri program hizmetlerinin içeriği hakkında sesli veya yazılı olarak bilgilendirir” ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle 5 uyarı (Kanal Pop TV, Genç TV, 78 TV, ETV, Gün TV) ve 34.430 TL para cezası (Kanaltürk TV) verdi.
Gençlerin ahlaki gelişimi: 6112 Sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Korumalı saatlerdeki program tanıtımlarında çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde şiddet, cinsellik ve benzeri unsurlar taşıyan içeriklere yer verilemez” ilkesine aykırılıktan 1 uyarı (Kral Pop TV) ve 1.078.796 TL para cezası (Star TV-615.603 TL, Kanal D – 438.487 TL, Bugün TV (2)- 12.353 TL, Best FM – 1.233 TL) verdi.
Türkçenin kullanımı: RTÜK, 6112 sayılı Kanun'un "Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez" düzenlemesini ihlalden 2 uyarı (RD 2000 FM ve Sokak TV) ve 438.487 TL TL para cezası (Kanal D) verdi.
Tütün ve tütün ürünleri: RTÜK, 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki; "Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ..... özendirici nitelikte olamaz." hükmü ile 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun’un üçüncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılmaz, görüntülerine yer verilmez” hükmünün ihlalinden 1 uyarı (RD Aktif) ve 76.142 TL para cezası (TRT Haber) verdi.
İnsan onuru, özel hayatın gizliliği: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesindeki "insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez" hükmüne göre 12.353 TL (+1 TV-12.353 TL) para cezası verildi.
Masumiyet karinesi: RTÜK, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (i) bendi, “Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz” hükmünü ihlalden 3 uyarı cezası (Bugün TV, TV NET (2)) verdi.
Tarafsızlık: RTÜK, 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1 (ı) bendinde yer alan “Haber bültenleri ve haber programları, tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır” şeklindeki ilkeye aykırılıktan 3 uyarı cezası (NR1 TV (2), Sokak TV) ve 220.123 TL para cezası (Bugün TV (7)-12.353 TL, Samanyolu Haber TV (5)-12.353 TL, STV-71.887 TL) verdi.
Milli-manevi değerler: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan "Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz" hükmünü ihlalden 1 uyarı cezası (Bedir TV) verildi.
Ayrımcılık: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez” ilkesine aykırılıktan 1 uyarı cezası (A Haber) verildi.
Aşağılama: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılıktan 1 uyarı (Samanyolu Haber TV) ve 12.353 TL para cezası (Beyaz TV-12.353 TL) verildi.
Hukukun üstünlüğü: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1 (c) bendinde yer alan “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” ilkesine aykırılıktan 1 uyarı cezası (Kanal 48 TV) verildi.
Yüksek Seçim Kurulu kararları:
Temmuz-Eylül döneminde YSK, beş TV’ye toplam 23 program durdurma cezası verdi. Ayrıca, Cumhurbaşkanlık seçim sürecinde adaylarla eşit ilişki kurmadıkları gerekçesiyle 360, AHaber, ATV, Habertürk, Kanal 24, Kanal7, NTV, TGRT Haber, TRT1, TRT Haber, TRT-1, TRT Haber ve TRT Avaz şikayet edildi.
A Haber’e yedi “seçim” cezası: Yüksek Seçim Kurulu, A Haber’e cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yedi yayın durdurma cezası verdi. Televizyona, “Ajans Yenigün” haber bülteninde seçimleri etkileyecek yayın yapıldığı gerekçesiyle üç, seçim sonuçlarını erken açıklandığı gerekçesiyle de dört program yayın durdurma cezası verildi (23 Eylül).
Seçim cezaları: YSK, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yayın yasağını deldikleri, tarafsızlığı ilkesini ihlal ettikleri gerekçesiyle 360 televizyonuna 5, Halk TV'ye 6 program durdurma cezası, TRT Türk’e de 5 program durdurma cezası verdi (20 Ağustos).
10 TV için YSK’ya şikayet: CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanlık seçim sürecini kapsayan 12 Temmuz-7 Ağustos döneminde Başbakan Erdoğan’ın “Medya kolları” gibi faaliyet gösterdikleri iddiasıyla 360, AHaber, ATV, Habertürk, Kanal 24, Kanal7, NTV, TGRT Haber, TRT1, TRT Haber adli medya kuruluşlarını YSK’ya başvurdu (10 Ağustos).
TRT Haber’e uyarı: YSK’nın CHP kontenjanlı temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, TRT-1, TRT Haber ve TRT Avaz dahil TRT’ye bağlı beş kanalın, 29 Haziran-3 Temmuz döneminde “eşitlik ilkesine uymadığı” gerekçesiyle şikayet dilekçesi verdi (19 Temmuz).
YSK, Başbakan Erdoğan’ın 1 saat 48 dakikalık Cumhurbaşkanlığı adaylık konuşmasının tamamını yayınlayan TRT Haber’e “eşitlik ilkesine uymadığı” gerekçesiyle uyarı cezası verdi.